Batı düşünce geleneğinin sınıruçlarında yürüyen, felsefelerini "yıkmak"la, "açmak"la, "kazmak"la, "sökmek"le, ancak aynı zamanda "yapmak"la da kuran "aşırılığın peyramberleri"yle hiç çekinmeden söyleşiyor. Aşırılığın Peygamberleri, düşünsel gündemimizden hiç uzaklaşmayan "kriz" fikrinin izini, anlaşılması güç dilleriyle ve özgün kavramlarıyla okurun gözünü korkutan bu dört düşünürde açık seçik bir dille sürerek; modernizm ve postmodernizm karşıtlığının fondan hiç ayrılmadığı, tarih yazımı ve eleştirinin birbiri içerisinde harmanlandığı bir tartışmayı başarıyla yürütüyor.
Batı düşünce geleneğinin sınıruçlarında yürüyen, felsefelerini "yıkmak"la, "açmak"la, "kazmak"la, "sökmek"le, ancak aynı zamanda "yapmak"la da kuran "aşırılığın peyramberleri"yle hiç çekinmeden söyleşiyor. Aşırılığın Peygamberleri, düşünsel gündemimizden hiç uzaklaşmayan "kriz" fikrinin izini, anlaşılması güç dilleriyle ve özgün kavramlarıyla okurun gözünü korkutan bu dört düşünürde açık seçik bir dille sürerek; modernizm ve postmodernizm karşıtlığının fondan hiç ayrılmadığı, tarih yazımı ve eleştirinin birbiri içerisinde harmanlandığı bir tartışmayı başarıyla yürütüyor.