‘Sevgili İlkay; Bu satırları yazarken sana, içim acıyor. Senin sesini, yüzünü, elini, inan her yerini hayal ederek yazıyorum. Beni bırakıp gitmek zorunda kaldığında körpecik bir genç kızdım. Aşkımla, aşkınla yanıp tutuşan çaresiz bir sevdalı... Eğer bir gün bir yerlerde karşılaşacak olursak, ne olur yüzüme bak. Ben, seni utandıracak hiçbir şey yapmadım. Bu mektubu yazarken bile yüzün gözümün önünde. Seni bana hiçbir kuvvet unutturamaz. Bir gün mutlaka İstanbul'a geleceğim. Yanında olmasam da o an, uzaktan izleyeceğim seni. Ne olur mesut ol. Seni üzgün görmek içimi acıtır. Biz mutsuzluğu hak edecek bir şey yapmadık. O nedenle müsterih ol sevgilim, cennette seninim.. -Aybüke Aşkenazi-
‘Sevgili İlkay; Bu satırları yazarken sana, içim acıyor. Senin sesini, yüzünü, elini, inan her yerini hayal ederek yazıyorum. Beni bırakıp gitmek zorunda kaldığında körpecik bir genç kızdım. Aşkımla, aşkınla yanıp tutuşan çaresiz bir sevdalı... Eğer bir gün bir yerlerde karşılaşacak olursak, ne olur yüzüme bak. Ben, seni utandıracak hiçbir şey yapmadım. Bu mektubu yazarken bile yüzün gözümün önünde. Seni bana hiçbir kuvvet unutturamaz. Bir gün mutlaka İstanbul'a geleceğim. Yanında olmasam da o an, uzaktan izleyeceğim seni. Ne olur mesut ol. Seni üzgün görmek içimi acıtır. Biz mutsuzluğu hak edecek bir şey yapmadık. O nedenle müsterih ol sevgilim, cennette seninim.. -Aybüke Aşkenazi-