Aşk üzerine yazılmış nice destanlar, romanlar, şiirler zaman tünelinde yerini almışken; Aşk Burada Çekmiyor, günümüzde teknolojideki ve iletişimdeki devasa gelişmelerin aşka olan etkileri üzerine kaleme alınmış ve mistik unsurları da içerisinde barındıran bir romandır.
Aşk Burada Çekmiyor, günümüz teknolojisinin aşkla olan etkileşimini şiirsel bir anlatım ve tüm gerçekçiliği ile sergilemekle kalmıyor; okuyucuya sorular sorarak, siyaset ve inanç dünyalarına ilginç pencereler de açıyor.
Kafası tavan arası gibiydi Gökseninin; karışık ve darmadağın Neyin nerede olduğu belirsiz... Neyin nereye ait olduğu da... Çocukluk oyuncaklarının, hatıra defterlerinin ve kırık bebeklerle kalplerin nereye konulduğu belli olmayan bir tavan arası gibi
Sadece Haluk ve Engin arasında kalmış değildi Göksenin; aşk ile vicdan arasında da, su ve ateş arasında da kalmıştı. Daha nereye kadar nefes alabilirdi böyle?
Sahi içinde gizli olan şifre neydi? İlk fırsatta yüreğini mühürlemek mi? Aylar, yollar girmeye görsün aranıza.
Yakasındaki melek yüzünü asmıştı artık. Parıldamıyordu. Kâbuslar, karabasanlar, çaput dolu ağaçlar arkadaşı olmuştu. Bir savaşın orta yerinde kalmıştı. Kendi başlattığı bir savaşın. Ama bu, iki erkek arasında kalmakla tarif edilecek kadar basit bir şey değildi. Doğru bildikleriyle yanlış yaptıkları arasında... İyi kalpli olmakla kalbini yok saymak arasında...
Birine 'Git' demek, bir başkasına 'Yaşa' demek anlamına geliyorsa; birine 'Kal' demek, diğerine 'Öl' demek değil miydi?
Aşk üzerine yazılmış nice destanlar, romanlar, şiirler zaman tünelinde yerini almışken; Aşk Burada Çekmiyor, günümüzde teknolojideki ve iletişimdeki devasa gelişmelerin aşka olan etkileri üzerine kaleme alınmış ve mistik unsurları da içerisinde barındıran bir romandır.
Aşk Burada Çekmiyor, günümüz teknolojisinin aşkla olan etkileşimini şiirsel bir anlatım ve tüm gerçekçiliği ile sergilemekle kalmıyor; okuyucuya sorular sorarak, siyaset ve inanç dünyalarına ilginç pencereler de açıyor.
Kafası tavan arası gibiydi Gökseninin; karışık ve darmadağın Neyin nerede olduğu belirsiz... Neyin nereye ait olduğu da... Çocukluk oyuncaklarının, hatıra defterlerinin ve kırık bebeklerle kalplerin nereye konulduğu belli olmayan bir tavan arası gibi
Sadece Haluk ve Engin arasında kalmış değildi Göksenin; aşk ile vicdan arasında da, su ve ateş arasında da kalmıştı. Daha nereye kadar nefes alabilirdi böyle?
Sahi içinde gizli olan şifre neydi? İlk fırsatta yüreğini mühürlemek mi? Aylar, yollar girmeye görsün aranıza.
Yakasındaki melek yüzünü asmıştı artık. Parıldamıyordu. Kâbuslar, karabasanlar, çaput dolu ağaçlar arkadaşı olmuştu. Bir savaşın orta yerinde kalmıştı. Kendi başlattığı bir savaşın. Ama bu, iki erkek arasında kalmakla tarif edilecek kadar basit bir şey değildi. Doğru bildikleriyle yanlış yaptıkları arasında... İyi kalpli olmakla kalbini yok saymak arasında...
Birine 'Git' demek, bir başkasına 'Yaşa' demek anlamına geliyorsa; birine 'Kal' demek, diğerine 'Öl' demek değil miydi?