“Ey sevdalıları aşkına basıp da giden! Harfleri kelimelerden koparan hıçkırıkları, sayfa sayfa yakıp da nereye gidiyorsun? Sensizliğin, ah ki sabahı olamaz gecelerinde, kıyama duran rüyaları öksüz bırakıp kime gidiyorsun? Ardına bakmaktan mora çalan gözlerin, hiç durmadan akıp giden gözyaşlarını dindirecek
kimi bırakıp da kime gidiyorsun?” “Yüce dosta! Yüce dosta gidiyorum…” Gitme ey aşk mabedinin imamı! Sen gittikçe Bedir gözlerimiz ağlayacak. Gitme ey çöl gönlümüzün pınarı! Sen gittikçe Uhud dudaklarımız kanayacak. Gitme ey sevgili! Sen gittikçe Hendek yüreğimiz Yar yar kazılacak…
- Mahmut Ulu
“Ey sevdalıları aşkına basıp da giden! Harfleri kelimelerden koparan hıçkırıkları, sayfa sayfa yakıp da nereye gidiyorsun? Sensizliğin, ah ki sabahı olamaz gecelerinde, kıyama duran rüyaları öksüz bırakıp kime gidiyorsun? Ardına bakmaktan mora çalan gözlerin, hiç durmadan akıp giden gözyaşlarını dindirecek
kimi bırakıp da kime gidiyorsun?” “Yüce dosta! Yüce dosta gidiyorum…” Gitme ey aşk mabedinin imamı! Sen gittikçe Bedir gözlerimiz ağlayacak. Gitme ey çöl gönlümüzün pınarı! Sen gittikçe Uhud dudaklarımız kanayacak. Gitme ey sevgili! Sen gittikçe Hendek yüreğimiz Yar yar kazılacak…
- Mahmut Ulu