"Siz büyüye inanmaz mısınız?" diye sordu Palyaço. "İnanmalısınız, çünkü kendi büyülerinizi kendiniz yapıyorsunuz. Şu anda beni esir olarak tutuyorsunuz ve büyünüz beni kuşatırken ben, dünyanın
yapabileceği en kötü şeylerden korunmuş oluyorum."
"Ama, siz?"
Adam hızlı bir hareketle elini kızın ağzına götürdü.
"Hayır," dedi ciddiyetle. "Size hiçbir şey söyleyemem, ancak bana inanmalısınız. Bu, çok mu zor?"
"Burada benim yanımda olduğunuz sürece zor değil. Fakat siz yine gideceksiniz ve sonra ben korkup inancımı kaybedebilirim."
"Hayır, kaybetmeyeceksiniz," dedi adam hemen. "Çünkü siz cesursunuz ve sizi hiçbir zaman tamamen terk etmeyeceğimi de biliyorsunuz. Ve bir gün..."
"Bir gün ne?" diye fısıldadı Rona sabırsızlıkla.
"Bir gün Tanrı izin verirse bizim de zamanımız gelecek. Bu arada..."
Palyaço kızı kollarının arasına aldı ve dudaklarını dudaklarına bastırdı.
"Siz büyüye inanmaz mısınız?" diye sordu Palyaço. "İnanmalısınız, çünkü kendi büyülerinizi kendiniz yapıyorsunuz. Şu anda beni esir olarak tutuyorsunuz ve büyünüz beni kuşatırken ben, dünyanın
yapabileceği en kötü şeylerden korunmuş oluyorum."
"Ama, siz?"
Adam hızlı bir hareketle elini kızın ağzına götürdü.
"Hayır," dedi ciddiyetle. "Size hiçbir şey söyleyemem, ancak bana inanmalısınız. Bu, çok mu zor?"
"Burada benim yanımda olduğunuz sürece zor değil. Fakat siz yine gideceksiniz ve sonra ben korkup inancımı kaybedebilirim."
"Hayır, kaybetmeyeceksiniz," dedi adam hemen. "Çünkü siz cesursunuz ve sizi hiçbir zaman tamamen terk etmeyeceğimi de biliyorsunuz. Ve bir gün..."
"Bir gün ne?" diye fısıldadı Rona sabırsızlıkla.
"Bir gün Tanrı izin verirse bizim de zamanımız gelecek. Bu arada..."
Palyaço kızı kollarının arasına aldı ve dudaklarını dudaklarına bastırdı.