“Aşık olduğunda, ahmaklaşırmış insan... Gerçekten sevdiğinde, dururmuş lisan... Aşık bir ahmak olmalı insan; aşksız bir İskender yerine... Kalbine aşk girmeyeni; dünya gömer, derine...
Aç gözlerini ve gör: Karun'un hâzinesi, İskender'in kudreti; yetti mi gidermeye, o içsel sefaleti? Bir şans daha olsaydı, seçer miydi birisi; yaşamayı bir daha, bu parlak esareti?
Bu yüzden ayrılırken, gözü açık nicesi...
Olmadı 'sahip olmak', mutluluk vesilesi...”
Tasavvuf, aydınlanma, dinlerin kökeni, bilgelik (irfan) öğretileri, Sufizm, Doğu felsefeleri, Müslümanlık, Hristiyanlık, Musevilik, Budizm, Hinduizm, Şamanizm, Taoizm, Zen, ruhsal (spiritüel) yollar, felsefi öğretiler ve kişisel gelişim alanlarını disiplinler arası bir yaklaşımla birleştirerek ele alan ve hepsinin kaynağında yer alan özü açığa çıkarırken kendi hakikatini arayan okurun en derin köklerine temas edebilmesi için yürünecek yola dair bir harita sunan “Anka'nın Kanatları” serisinin ikinci kitabı: “Aşk ve Ejder”
Yabancı dillere de çevrilen serinin bu bölümünde, tüm insanlığa yayılmış olan ve her insanın da hayati boyunca içinden geçeceği (veya takılı kalacağı) zihin tipleri ve anlayışlar tek tek ele alınıyor, her birinin doğal ve zorunlu sonuçları (sıkıntıları, çelişkileri) ortaya konuyor ve onları aşma yolları sunuluyor. Kitabın kendine has şiirsel atmosferi içinde, temel insan (zihin) tipleri ziyarete geliyor, aydınlanma yolcusunu. Her birinin kendine has bir sıkıntısı (kilit) olduğu gibi, her biri için de açığa çıkacak bir cevap (anahtar) bulunuyor. ‘Ejder'in pençeleri altında kıvrananlardan başlayarak, ondan kurtulmaya niyet edenlerle devam eden ve sonunda Aşk'ın semalarına kanat açanlara varan bu yolculuk, aşikâr olan nihai cevapla kendini tamamlıyor...
“Aşık olduğunda, ahmaklaşırmış insan... Gerçekten sevdiğinde, dururmuş lisan... Aşık bir ahmak olmalı insan; aşksız bir İskender yerine... Kalbine aşk girmeyeni; dünya gömer, derine...
Aç gözlerini ve gör: Karun'un hâzinesi, İskender'in kudreti; yetti mi gidermeye, o içsel sefaleti? Bir şans daha olsaydı, seçer miydi birisi; yaşamayı bir daha, bu parlak esareti?
Bu yüzden ayrılırken, gözü açık nicesi...
Olmadı 'sahip olmak', mutluluk vesilesi...”
Tasavvuf, aydınlanma, dinlerin kökeni, bilgelik (irfan) öğretileri, Sufizm, Doğu felsefeleri, Müslümanlık, Hristiyanlık, Musevilik, Budizm, Hinduizm, Şamanizm, Taoizm, Zen, ruhsal (spiritüel) yollar, felsefi öğretiler ve kişisel gelişim alanlarını disiplinler arası bir yaklaşımla birleştirerek ele alan ve hepsinin kaynağında yer alan özü açığa çıkarırken kendi hakikatini arayan okurun en derin köklerine temas edebilmesi için yürünecek yola dair bir harita sunan “Anka'nın Kanatları” serisinin ikinci kitabı: “Aşk ve Ejder”
Yabancı dillere de çevrilen serinin bu bölümünde, tüm insanlığa yayılmış olan ve her insanın da hayati boyunca içinden geçeceği (veya takılı kalacağı) zihin tipleri ve anlayışlar tek tek ele alınıyor, her birinin doğal ve zorunlu sonuçları (sıkıntıları, çelişkileri) ortaya konuyor ve onları aşma yolları sunuluyor. Kitabın kendine has şiirsel atmosferi içinde, temel insan (zihin) tipleri ziyarete geliyor, aydınlanma yolcusunu. Her birinin kendine has bir sıkıntısı (kilit) olduğu gibi, her biri için de açığa çıkacak bir cevap (anahtar) bulunuyor. ‘Ejder'in pençeleri altında kıvrananlardan başlayarak, ondan kurtulmaya niyet edenlerle devam eden ve sonunda Aşk'ın semalarına kanat açanlara varan bu yolculuk, aşikâr olan nihai cevapla kendini tamamlıyor...