Jane Austen romanları, 19. yüzyıl başındaİngiltere'nin kırsal kesim aristokrasisi ileyeni türemiş zengin burjuva sınıfı temsilcilerinin
oluşturduğu sosyal “cemaatlerin” dünyasındadolaşırlar. Kendi ritüellerinin, davranış,anlayış, yaşama tarzı ve düşüncelerininkalıplarında sıkışıp kalmış, kendini yenilemeolanağını yitirmiş, bu klişeleri tekrar etmekleyetinen sosyal toplulukların hayat tarzı, romanın
konusunu oluşturur. “Ada”nın dışındave içinde toplumsal dinamiklerin yarattığısüreçlerin, Jane Austen dünyasının dışında,ötede bir yerde akıp giden fırtına nehirlerininsesi bile duyulmaz bu “dünyada”. Gerçekliğin sınırlı bir dilimini kapsayan bu romanındünyası, o sellerin karşısında, yaşama alışkanlıklarını tekrar edip duran, bu tekrar vedeğişmezlikte güvencesini arayan sınıflarınoluşturduğu küçük bir su birikintisini andırır.
Jane Austen romanları, 19. yüzyıl başındaİngiltere'nin kırsal kesim aristokrasisi ileyeni türemiş zengin burjuva sınıfı temsilcilerinin
oluşturduğu sosyal “cemaatlerin” dünyasındadolaşırlar. Kendi ritüellerinin, davranış,anlayış, yaşama tarzı ve düşüncelerininkalıplarında sıkışıp kalmış, kendini yenilemeolanağını yitirmiş, bu klişeleri tekrar etmekleyetinen sosyal toplulukların hayat tarzı, romanın
konusunu oluşturur. “Ada”nın dışındave içinde toplumsal dinamiklerin yarattığısüreçlerin, Jane Austen dünyasının dışında,ötede bir yerde akıp giden fırtına nehirlerininsesi bile duyulmaz bu “dünyada”. Gerçekliğin sınırlı bir dilimini kapsayan bu romanındünyası, o sellerin karşısında, yaşama alışkanlıklarını tekrar edip duran, bu tekrar vedeğişmezlikte güvencesini arayan sınıflarınoluşturduğu küçük bir su birikintisini andırır.