"Akşam ezanı okundu, Hadi artık eve gel" denen zamanlardan ne kaldıysa gönlümüze miras, o var bu kitapta.
Mahallenin tozlu yolları, siyah ya da mavi önlüklerimizle birlikte boğazımızı kesen kolalı beyaz yakalar, salçalı ekmek, biriktirilen gazoz kapakları, misketler, çevirmeli yeşil ev telefonu, leblebi tozu, çocukluğumuz, gençliğimiz...
Okul sıraları, devletin dağıttığı radyasyonlu fındık, okul sütü ve öğretmenlerimizin kaynatmadan içmeyin dediği sıcak yuvalarımızın musluk suyu...
Arkası yarınlar, yeni çıkan şarkılar, karışık kasetler, mahcup bir gençliğin payına düşen aşklar, camın buğusuna çizilen kalpler, ölümüne dostluklar, kavgalar, küslükler, yeminler ve gidenler...
Bir akşamüstü griliğinde tellere takılan uçurtmalarımızla birlikte yiten hayallerimizin kayıp ilanıdır bu. En saf ve en masum zamanlarımıza aşkla bir özlem var okuyacağınız her satırda. Öyleyse birlikte yol alma vaktidir şimdi zihnimizden hiç silinmesin istediğimiz en güzel zamanlarımıza.
"Akşam ezanı okundu, Hadi artık eve gel" denen zamanlardan ne kaldıysa gönlümüze miras, o var bu kitapta.
Mahallenin tozlu yolları, siyah ya da mavi önlüklerimizle birlikte boğazımızı kesen kolalı beyaz yakalar, salçalı ekmek, biriktirilen gazoz kapakları, misketler, çevirmeli yeşil ev telefonu, leblebi tozu, çocukluğumuz, gençliğimiz...
Okul sıraları, devletin dağıttığı radyasyonlu fındık, okul sütü ve öğretmenlerimizin kaynatmadan içmeyin dediği sıcak yuvalarımızın musluk suyu...
Arkası yarınlar, yeni çıkan şarkılar, karışık kasetler, mahcup bir gençliğin payına düşen aşklar, camın buğusuna çizilen kalpler, ölümüne dostluklar, kavgalar, küslükler, yeminler ve gidenler...
Bir akşamüstü griliğinde tellere takılan uçurtmalarımızla birlikte yiten hayallerimizin kayıp ilanıdır bu. En saf ve en masum zamanlarımıza aşkla bir özlem var okuyacağınız her satırda. Öyleyse birlikte yol alma vaktidir şimdi zihnimizden hiç silinmesin istediğimiz en güzel zamanlarımıza.