Doğan Akyaz, 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971'deki askerî müdahaleleri, bununla birlikte müdahalelerin öncesi ve sonrasındaki girişimleri, arayışları, tartışmaları inceliyor. Her iki dönemdeki cunta yapılanmalarını ayrıntısıyla ele alıyor. Hükümetlerin ve sivil siyasi otoritenin cuntalaşmayı önlemeye dönük çabasının, ki bu çaba bizzat ordu yönetimi tarafından da paylaşılıyor, sonuçta ordunun siyasetteki ağırlığının yerleşikleşmesini, kurumlaşmasını beraberinde getirdiğini görüyoruz. Bu paradoksal ya da ironik tespit, kitabın önemli bulgularından birini oluşturuyor. Türk siyasal tarihinin birçok yönden çokça incelenmiş bir konusu olan "askerî müdahaleler" olgusuna bu kitabın kattığı özgün bakış açısı, bir tür ordu sosyolojisine açılım sağlamasıdır. Doğan Akyaz'ın örneğine pek rastlamadığımız bu ilginç çalışması, subay ideolojisine, kurumsal geleneklere, ordunun meslekî ve kurumsal-örgütsel saiklerinin askerî müdahale süreçlerine nasıl yansıdığına ilişkin ilginç veriler sunuyor.
Doğan Akyaz, 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971'deki askerî müdahaleleri, bununla birlikte müdahalelerin öncesi ve sonrasındaki girişimleri, arayışları, tartışmaları inceliyor. Her iki dönemdeki cunta yapılanmalarını ayrıntısıyla ele alıyor. Hükümetlerin ve sivil siyasi otoritenin cuntalaşmayı önlemeye dönük çabasının, ki bu çaba bizzat ordu yönetimi tarafından da paylaşılıyor, sonuçta ordunun siyasetteki ağırlığının yerleşikleşmesini, kurumlaşmasını beraberinde getirdiğini görüyoruz. Bu paradoksal ya da ironik tespit, kitabın önemli bulgularından birini oluşturuyor. Türk siyasal tarihinin birçok yönden çokça incelenmiş bir konusu olan "askerî müdahaleler" olgusuna bu kitabın kattığı özgün bakış açısı, bir tür ordu sosyolojisine açılım sağlamasıdır. Doğan Akyaz'ın örneğine pek rastlamadığımız bu ilginç çalışması, subay ideolojisine, kurumsal geleneklere, ordunun meslekî ve kurumsal-örgütsel saiklerinin askerî müdahale süreçlerine nasıl yansıdığına ilişkin ilginç veriler sunuyor.