İbn Sînâ'nın felsefe ve tasavvufa dair birçok eseri arasında Aşkın Mahiyeti Hakkında risalesi, içindeki düşünceler, mevzusunun genişliği ve oldukça kuşatıcı bir şekilde ele alınmış olması bakımından özel bir yere sahiptir. Bu risaleyi ilk defa bastırıp Fransızca olarak özetlemiş olan ve İbn Sînâ araştırmalarıyla bilinen A. F. Mehren'den sonra eserin birçok nüshasını inceleyen Prof. Dr. Ahmed Ateş tarafından eksiksiz tekmil bir metin ortaya çıkarılmıştır.
Bir icaz sanatı olan bu eser, aşkı mizaca ve devirlere göre değişen ve değişebilen özellikleriyle ve sıradan görünüşleriyle değil, onları bir tarafa bırakıp aşkı aşk yapan asıl nitelikleri soyut bir şekilde ele almaktadır. İbn Sînâ bu eserinde, özgün bir aşk anlayışı ortaya koymuş onu bütün görünüşlerinin ötesinde temel bir kaynağa bağlamaya çalışmıştır. Bu yüzden onun bu eserdeki görüşleri tasavvufi bir felsefe sisteminin esasını oluşturmakta, aşk hakkındaki düşünceleriyle birlikte hemen hemen bütün felsefe sistemine ait özgün vasıfları da içinde barındırmaktadır. Bunun için çok “veciz” bir üslupla yazılmıştır ve onun en zor eserlerinden biri sayılabilir.
Prof. Dr. Ahmed Ateş'e borçlu olduğumuz bu tercümede, eser mümkün olduğu kadar kolay okunabilir ve anlaşılabilir bir hale sokulmak istenmiş, eserin işaret etmek istediği anlamlar dünyasından taviz vermeden insanı düşünmeye zorlayan Türkçe bir metin ortaya konulmuştur.
İbn Sînâ'nın felsefe ve tasavvufa dair birçok eseri arasında Aşkın Mahiyeti Hakkında risalesi, içindeki düşünceler, mevzusunun genişliği ve oldukça kuşatıcı bir şekilde ele alınmış olması bakımından özel bir yere sahiptir. Bu risaleyi ilk defa bastırıp Fransızca olarak özetlemiş olan ve İbn Sînâ araştırmalarıyla bilinen A. F. Mehren'den sonra eserin birçok nüshasını inceleyen Prof. Dr. Ahmed Ateş tarafından eksiksiz tekmil bir metin ortaya çıkarılmıştır.
Bir icaz sanatı olan bu eser, aşkı mizaca ve devirlere göre değişen ve değişebilen özellikleriyle ve sıradan görünüşleriyle değil, onları bir tarafa bırakıp aşkı aşk yapan asıl nitelikleri soyut bir şekilde ele almaktadır. İbn Sînâ bu eserinde, özgün bir aşk anlayışı ortaya koymuş onu bütün görünüşlerinin ötesinde temel bir kaynağa bağlamaya çalışmıştır. Bu yüzden onun bu eserdeki görüşleri tasavvufi bir felsefe sisteminin esasını oluşturmakta, aşk hakkındaki düşünceleriyle birlikte hemen hemen bütün felsefe sistemine ait özgün vasıfları da içinde barındırmaktadır. Bunun için çok “veciz” bir üslupla yazılmıştır ve onun en zor eserlerinden biri sayılabilir.
Prof. Dr. Ahmed Ateş'e borçlu olduğumuz bu tercümede, eser mümkün olduğu kadar kolay okunabilir ve anlaşılabilir bir hale sokulmak istenmiş, eserin işaret etmek istediği anlamlar dünyasından taviz vermeden insanı düşünmeye zorlayan Türkçe bir metin ortaya konulmuştur.