Vatan; ömrü akşam ezanı ile son bulmayan, her karış toprağını kanlarıyla sulayan, dini, tarihi, ülküsü bir olan insanların sahiplendiği, benim dediği, ulu dağ başlarında korkusuzca, özgürce haykırabildiği bir yerdir. Hani; Mithat Cemal Kuntay'ın bir şiirinde; "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır." dediği gibi. İşte öyle bir şey... Biz de şairimizden esinlenerek diyoruz ki; "Vatan denen nazlı gelin, erde şan ister. Büyük devlet kurmak, büyük kan ister." Bu düşünceyle yola çıkan Türkmen boyları, Türkmen yiğitleri geriye dönmeyi hiç düşünmeden, başlarında Atabey Gazi Hüsamettin Çoban Bey, beraberinde İshak-ı Rumi, Abdal Hasan. Bostan Dede, Muzafferettin Gazi Yavlak (müthiş dehşetli) Arslan. Yir Alagöz ve daha binlercesi... Hiçbirisi geri dönmedi ama Kastamonu bizlere yurt oldu. Vatan oldu. Mekanları Cennet olsun.
Vatan; ömrü akşam ezanı ile son bulmayan, her karış toprağını kanlarıyla sulayan, dini, tarihi, ülküsü bir olan insanların sahiplendiği, benim dediği, ulu dağ başlarında korkusuzca, özgürce haykırabildiği bir yerdir. Hani; Mithat Cemal Kuntay'ın bir şiirinde; "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır." dediği gibi. İşte öyle bir şey... Biz de şairimizden esinlenerek diyoruz ki; "Vatan denen nazlı gelin, erde şan ister. Büyük devlet kurmak, büyük kan ister." Bu düşünceyle yola çıkan Türkmen boyları, Türkmen yiğitleri geriye dönmeyi hiç düşünmeden, başlarında Atabey Gazi Hüsamettin Çoban Bey, beraberinde İshak-ı Rumi, Abdal Hasan. Bostan Dede, Muzafferettin Gazi Yavlak (müthiş dehşetli) Arslan. Yir Alagöz ve daha binlercesi... Hiçbirisi geri dönmedi ama Kastamonu bizlere yurt oldu. Vatan oldu. Mekanları Cennet olsun.