Atatürk Döneminde Numune Hastanelerine Dönüştürülen Osmanlı Hastaneleri (1924-1938)

Stok Kodu:
9789751636232
Boyut:
16.50x24.00
Sayfa Sayısı:
400
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
30,00
24,00
9789751636232
640367
Atatürk Döneminde Numune Hastanelerine Dönüştürülen Osmanlı Hastaneleri (1924-1938)
Atatürk Döneminde Numune Hastanelerine Dönüştürülen Osmanlı Hastaneleri (1924-1938)
24.00

Milli Mücadele'nin başarıyla sonuçlanmasının ardından kurulan yeni Türk Devletine, salgın hastalıkların tehdidinde varlığını sürdürmeye çalışan, yorgun ve üretim kapasitesi çok sınırlı bir nüfus miras kaldı. Zamanında çağın gerekleri dikkate alınarak kurulan Osmanlı hastanelerinin sayısı, sağlıklı insan gücü mevcudiyeti ve niteliği, bu dönemde sıhhi sorunlarla boğuşan halkın ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde değildi. Çalışmalarına Ulusal Bağımsızlık Savaşı döneminde başlayan, Cumhuriyet'in ilanından sonra hız veren Sıhhiye ve Muaveneti lçtimaiye Vekaleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı), mevcut problemlerin tabloyu daha da ağırlaştıracağını öngördüğünden, vakit kaybetmeden harekete geçti. Ankara, Sivas, Erzurum ve Diyarbakır'da bulunan ve 2. Abdülhamid döneminde tesis edilen Gureba Hastanelerini, 1924 yılında "Numune Hastanesi" ismiyle ve yeni bir anlayışla yeniden örgütledi. 1933 senesinde Haydarpaşa'da bulunan Darülfünunı Osman Tıp Fakültesi Avrupa yakasına nakledilince Anadolu yakasında tam teşekküllü bir hastane kalmadı. Hastaların sağlık hizmeti ihtiyacını gidermek amacıyla Darülfünunı Osmani Tıp Fakültesi Seririyat Hastanesi ya da Seririyat Pavyonları adı verilen klinik binalarında 250 yataklı bir hastanenin kurulmasına karar verildi. Ek binaların inşası ve hâlihazırdaki binaların onarımı tamamlandıktan sonra yeni kurum, Haydarpaşa Numune adıyla 1936 senesinde faaliyete başladı. Numune Hastaneleri, ülkenin doğusunda ve vasat olarak nitelenen bölgelerinde, yerel yönetimlere rehber ve örnek olmak, onları hastane açmaya özendirmek amacıyla kuruldu. Bahsi geçen karar, Cumhuriyet idaresinin Anadolu'nun gelişimine verdiği önemin bir göstergesi idi. Açıldıkları günden itibaren bulaşıcı hastalıklarla mücadelede etkin bir şekilde faaliyette bulunan, zamanla birer ihtisas ve eğitim kurumu kimliği kazanan Numune Hastaneleri, donanımlı hekimlerin yetişmesine katkı sağladı. Ebe ve hemşirelerin eğitiminde de adeta bir okul gibi işlev gören bu hastaneler sundukları koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri aracılığıyla, genç Cumhuriyet'in sağlıklı nüfus idealine ulaşmasında önemli rol oynadı. Ilerleyen yıllarda Trabzon, Adana ve Konya'da da, "numune" ismiyle hastanelerin açılması bu sağlık kurumlarının örnek teşkil etme ve rehber olma fonksiyonunu yerine getirdiğini kanıtlamaktaydı. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimarisinin özelliklerini yansıtan, geçmişle günümüz arasında bir köprü görevi üstlenen Numune Hastanelerinin tarihi önemi zamanla göz ardı edildi. "Pragmatik" olduğu öne sürülen girişimlerle, bu binalar ya yıkılarak tamamen ortadan kaldırıldı ya da tarihi dokusu bozuldu. Günümüzde işlevini sürdüren Numune Hastanelerinin koruma altına alınması, bu alanda toplumsal bilincin arttırılması, kültürel ve sosyal değerlerimizi gelecek nesillere aktarmak bakımından çok önemlidir. Elinizdeki eser, bu yönüyle de bahsi geçen konuya dikkat çekmeyi hedeflemektedir. Sonuç olarak Numune Hastanelerinin kökeni 2. Abdülhamid döneminde kurulan Gureba Hastanelerine dayanmaktadır. Öte yandan Cumhuriyet yönetimi için üretim, sosyoekonomik ve sosyokültürel kalkınmanın en önemli aracıdır. Üretimin temel ögesinin insan unsuru olduğu düşünüldüğünde, Gureba Hastanelerinin Numune Hastanesine dönüştürülmesi projesi, doğrudan insana yapılan bir yatırım olarak değerlendirilmelidir.

"Atatürk Döneminde Numune Hastanelerine Dönüştürülen Osmanlı Hastaneleri (1924-1938)" adlı bu eserin tıp ve kurum tarihi çalışmalarına katkı sağlaması, bu alanda yeni araştırmalara esin kaynağı olması dileğiyle...

Milli Mücadele'nin başarıyla sonuçlanmasının ardından kurulan yeni Türk Devletine, salgın hastalıkların tehdidinde varlığını sürdürmeye çalışan, yorgun ve üretim kapasitesi çok sınırlı bir nüfus miras kaldı. Zamanında çağın gerekleri dikkate alınarak kurulan Osmanlı hastanelerinin sayısı, sağlıklı insan gücü mevcudiyeti ve niteliği, bu dönemde sıhhi sorunlarla boğuşan halkın ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde değildi. Çalışmalarına Ulusal Bağımsızlık Savaşı döneminde başlayan, Cumhuriyet'in ilanından sonra hız veren Sıhhiye ve Muaveneti lçtimaiye Vekaleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı), mevcut problemlerin tabloyu daha da ağırlaştıracağını öngördüğünden, vakit kaybetmeden harekete geçti. Ankara, Sivas, Erzurum ve Diyarbakır'da bulunan ve 2. Abdülhamid döneminde tesis edilen Gureba Hastanelerini, 1924 yılında "Numune Hastanesi" ismiyle ve yeni bir anlayışla yeniden örgütledi. 1933 senesinde Haydarpaşa'da bulunan Darülfünunı Osman Tıp Fakültesi Avrupa yakasına nakledilince Anadolu yakasında tam teşekküllü bir hastane kalmadı. Hastaların sağlık hizmeti ihtiyacını gidermek amacıyla Darülfünunı Osmani Tıp Fakültesi Seririyat Hastanesi ya da Seririyat Pavyonları adı verilen klinik binalarında 250 yataklı bir hastanenin kurulmasına karar verildi. Ek binaların inşası ve hâlihazırdaki binaların onarımı tamamlandıktan sonra yeni kurum, Haydarpaşa Numune adıyla 1936 senesinde faaliyete başladı. Numune Hastaneleri, ülkenin doğusunda ve vasat olarak nitelenen bölgelerinde, yerel yönetimlere rehber ve örnek olmak, onları hastane açmaya özendirmek amacıyla kuruldu. Bahsi geçen karar, Cumhuriyet idaresinin Anadolu'nun gelişimine verdiği önemin bir göstergesi idi. Açıldıkları günden itibaren bulaşıcı hastalıklarla mücadelede etkin bir şekilde faaliyette bulunan, zamanla birer ihtisas ve eğitim kurumu kimliği kazanan Numune Hastaneleri, donanımlı hekimlerin yetişmesine katkı sağladı. Ebe ve hemşirelerin eğitiminde de adeta bir okul gibi işlev gören bu hastaneler sundukları koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri aracılığıyla, genç Cumhuriyet'in sağlıklı nüfus idealine ulaşmasında önemli rol oynadı. Ilerleyen yıllarda Trabzon, Adana ve Konya'da da, "numune" ismiyle hastanelerin açılması bu sağlık kurumlarının örnek teşkil etme ve rehber olma fonksiyonunu yerine getirdiğini kanıtlamaktaydı. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimarisinin özelliklerini yansıtan, geçmişle günümüz arasında bir köprü görevi üstlenen Numune Hastanelerinin tarihi önemi zamanla göz ardı edildi. "Pragmatik" olduğu öne sürülen girişimlerle, bu binalar ya yıkılarak tamamen ortadan kaldırıldı ya da tarihi dokusu bozuldu. Günümüzde işlevini sürdüren Numune Hastanelerinin koruma altına alınması, bu alanda toplumsal bilincin arttırılması, kültürel ve sosyal değerlerimizi gelecek nesillere aktarmak bakımından çok önemlidir. Elinizdeki eser, bu yönüyle de bahsi geçen konuya dikkat çekmeyi hedeflemektedir. Sonuç olarak Numune Hastanelerinin kökeni 2. Abdülhamid döneminde kurulan Gureba Hastanelerine dayanmaktadır. Öte yandan Cumhuriyet yönetimi için üretim, sosyoekonomik ve sosyokültürel kalkınmanın en önemli aracıdır. Üretimin temel ögesinin insan unsuru olduğu düşünüldüğünde, Gureba Hastanelerinin Numune Hastanesine dönüştürülmesi projesi, doğrudan insana yapılan bir yatırım olarak değerlendirilmelidir.

"Atatürk Döneminde Numune Hastanelerine Dönüştürülen Osmanlı Hastaneleri (1924-1938)" adlı bu eserin tıp ve kurum tarihi çalışmalarına katkı sağlaması, bu alanda yeni araştırmalara esin kaynağı olması dileğiyle...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat