Atatürk'ün Gelibolu Yarımadası'na geldiği 1912'den ölümüne kadar O'nun yaşantısında Çanakkale'nin her zaman özel br yeri oldu. Atatürk Balkan devletlerine karşı 1912-1913'te Gelibolu'yu savundu. 1915'te İngiltere öncülüğünde Batılı güçleri Çanakkale'de mağlup etti.
26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz sonrasında önce Yunanlılar daha sonra Fransız ve nihayet 1923'te İngilizler Çanakkale'den ayrılmak zorunda kaldılar. 1936'da Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile Türk Ordusu Çanakkale'ye girdi.
Atatürk, Çanakkale'nin sosyal, kültürel, toplumsal ve ekonomik açıdan da gelişmesine özel önem vermişti. Pek çok arkadaşı ile Çanakkale'de yoları kesişmiş ve her zaman en güvendiği kişileri Çanakkale bölgesinde görevlendirmişti. Dr. Tevfik Rüştü Aras, Ali Fethi Okyar, Mareşal Fevzi Çakmak, Gelibolu Valisi Osman Macit Bey, İbrahim Süreyya Yiğit, Fikriye Hanım, Afet İnan, Köprülülü Hamdi Bey hemen akla gelen isimlerdir. Adeta Çanakkale Atatürk'ün tüm yaşantısında kaderi olmuştur. Çanakkale ile Atatürk özdeşleşmiştir.
Atatürk'ün Gelibolu Yarımadası'na geldiği 1912'den ölümüne kadar O'nun yaşantısında Çanakkale'nin her zaman özel br yeri oldu. Atatürk Balkan devletlerine karşı 1912-1913'te Gelibolu'yu savundu. 1915'te İngiltere öncülüğünde Batılı güçleri Çanakkale'de mağlup etti.
26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz sonrasında önce Yunanlılar daha sonra Fransız ve nihayet 1923'te İngilizler Çanakkale'den ayrılmak zorunda kaldılar. 1936'da Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile Türk Ordusu Çanakkale'ye girdi.
Atatürk, Çanakkale'nin sosyal, kültürel, toplumsal ve ekonomik açıdan da gelişmesine özel önem vermişti. Pek çok arkadaşı ile Çanakkale'de yoları kesişmiş ve her zaman en güvendiği kişileri Çanakkale bölgesinde görevlendirmişti. Dr. Tevfik Rüştü Aras, Ali Fethi Okyar, Mareşal Fevzi Çakmak, Gelibolu Valisi Osman Macit Bey, İbrahim Süreyya Yiğit, Fikriye Hanım, Afet İnan, Köprülülü Hamdi Bey hemen akla gelen isimlerdir. Adeta Çanakkale Atatürk'ün tüm yaşantısında kaderi olmuştur. Çanakkale ile Atatürk özdeşleşmiştir.