Bak, koparttığın dallarım kana kararıyor, izleyebiliyor musun?
Ağırdan mürdüme çalıyor uzuvlarım,
coşuyor mu şimdi arzuların, sulanıyor musun?
Ben bu yalın gölgemi, büyük bir ağaç gibi yatırabilirim
haksız karanlığına senin,
Dumanlar altında ya da kitapların cehenneminde değil,
hemen öylece, orada,
Güpegündüz bir taş yolun tam ortasında,
hiç düşünmeden öldürtebilirim kendimi sana;
Ben kimim biliyor musun?
Ölü bir kuş yatıyor göğsümün altında, korkuyor musun?
Bak, koparttığın dallarım kana kararıyor, izleyebiliyor musun?
Ağırdan mürdüme çalıyor uzuvlarım,
coşuyor mu şimdi arzuların, sulanıyor musun?
Ben bu yalın gölgemi, büyük bir ağaç gibi yatırabilirim
haksız karanlığına senin,
Dumanlar altında ya da kitapların cehenneminde değil,
hemen öylece, orada,
Güpegündüz bir taş yolun tam ortasında,
hiç düşünmeden öldürtebilirim kendimi sana;
Ben kimim biliyor musun?
Ölü bir kuş yatıyor göğsümün altında, korkuyor musun?