Dünyanın yeniden düzenlendiği günümüzdeTürkiye tarımı da buna koşut olarak yeniden yapılandırılıyor. Bu yeniden yapılandırmayla, Türkiye tarımı tahrip ediliyor. Çiftçilik mesleğini zorunlu olarak bırakanların toprakları, şirketler veya daha büyük değişik yapıların elinde toplanıyor. Çokuluslu ve yerli tarım-gıda şirketleri, Latin Amerika Ülkeleri'nde yaptıkları gibi toprakları satın alarak plantasyon usulü topraklara sahip olmuyor, aksine Türkiye'de özelliği gösteren ürün bölgelerinde üretim yapan çiftçilerle sözleşmeli üretim yaparak, tarımda egemenliklerini kuruyorlar. Oysa tarım bir kültür ve yaşama biçimidir. Hem üreticiler, hem de tüketiciler için şirketlere bırakılamayacak kadar yaşamsal önemdedir.
Dünyanın yeniden düzenlendiği günümüzdeTürkiye tarımı da buna koşut olarak yeniden yapılandırılıyor. Bu yeniden yapılandırmayla, Türkiye tarımı tahrip ediliyor. Çiftçilik mesleğini zorunlu olarak bırakanların toprakları, şirketler veya daha büyük değişik yapıların elinde toplanıyor. Çokuluslu ve yerli tarım-gıda şirketleri, Latin Amerika Ülkeleri'nde yaptıkları gibi toprakları satın alarak plantasyon usulü topraklara sahip olmuyor, aksine Türkiye'de özelliği gösteren ürün bölgelerinde üretim yapan çiftçilerle sözleşmeli üretim yaparak, tarımda egemenliklerini kuruyorlar. Oysa tarım bir kültür ve yaşama biçimidir. Hem üreticiler, hem de tüketiciler için şirketlere bırakılamayacak kadar yaşamsal önemdedir.