Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukunda Yaşama Hakkı

Stok Kodu:
9786055633127
Boyut:
16.00x23.50
Sayfa Sayısı:
137
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
%5 indirimli
22,00
20,90
9786055633127
547666
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukunda Yaşama Hakkı
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukunda Yaşama Hakkı
20.90

Günümüzde, insan haklarının korunması, tanınması ve geliştirilmesi iç hukuk boyutunu aşarak ve büyük bir gelişme göstererek evrensel nitelik kazanmıştır. Uluslararası hukukta yeni gelişmelere yol açan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi AİHS, alışılmışın dışında, bireylere haklarını çiğneyen devlete karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM'ne başvurabilme yolunu açmıştır.

Böylece birey uluslararası hukukta hak sahibi olarak, uluslararası hukukun sujesi olmuştur. Bu da insan haklarına verilen önemin daha da artırmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Kişilerin iç hukuklarda hakkını alamaması durumunda bireysel olarak AİHM ne başvurabilmesi, bu Mahkemenin kararlarına ve tazminat cezalarına devletlerin uymak zorunda olmaları, Sözleşmeye taraf devletlerinin iç hukuklarını ve bütün kurumlarını Sözleşmeye uygun hale getirmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk da insan haklarının daha etkin olarak korunmasını sağlamaktadır.

En temel ve vazgeçilmez hak olan yaşama hakkının devletlere yüklediği yükümlülükler özellikle güvenlik güçleri ve adalet mekanizması ile ilgilidir. Ulusal hukukun ve ilgili kurumların yaşama hakkını korumaya yönelik düzenlenmesi ve eksik tarafların tamamlanması büyük önem arz etmektedir.

Çalışmamızda insan haklarının ön şartı ve en önemlisi olan yaşama hakkı ile ilgili, özellikle AİHS nin 2. maddesi çerçevesinde ve AİHM nin vermiş olduğu kararlar ışığında, devletlerin yapması ve yapmaması gerekenleri inceledik. Bu doğrultuda yaşama hakkı kavramı ve sınırlarını ortaya koyduktan sonra AİHMnin Türkiye ilgili verdiği kararları inceleyerek, bu kararların gerekçelerini açıklamaya çalışmıştır. Daha sonra Türk anayasası ve anayasa yargısı açısından yaşama hakkı ve ölüm cezasını irdelenmiştir.

Bu çalışma ile yaşama hakkı kavramını açıklığa kavuşturmaya, AİHM nin Türkiye ile ilgili verdiği kararlar ve gerekçeleri incelenmek suretiyle güvenlik güçleri ve adalet mekanizmasındaki eksik yönleri ortaya koymaya çalışılmış ve yanlış uygulamaları tespit ederek, bu aksaklıkların giderilmesi yönünde adım atılmıştır.

Günümüzde, insan haklarının korunması, tanınması ve geliştirilmesi iç hukuk boyutunu aşarak ve büyük bir gelişme göstererek evrensel nitelik kazanmıştır. Uluslararası hukukta yeni gelişmelere yol açan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi AİHS, alışılmışın dışında, bireylere haklarını çiğneyen devlete karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM'ne başvurabilme yolunu açmıştır.

Böylece birey uluslararası hukukta hak sahibi olarak, uluslararası hukukun sujesi olmuştur. Bu da insan haklarına verilen önemin daha da artırmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Kişilerin iç hukuklarda hakkını alamaması durumunda bireysel olarak AİHM ne başvurabilmesi, bu Mahkemenin kararlarına ve tazminat cezalarına devletlerin uymak zorunda olmaları, Sözleşmeye taraf devletlerinin iç hukuklarını ve bütün kurumlarını Sözleşmeye uygun hale getirmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk da insan haklarının daha etkin olarak korunmasını sağlamaktadır.

En temel ve vazgeçilmez hak olan yaşama hakkının devletlere yüklediği yükümlülükler özellikle güvenlik güçleri ve adalet mekanizması ile ilgilidir. Ulusal hukukun ve ilgili kurumların yaşama hakkını korumaya yönelik düzenlenmesi ve eksik tarafların tamamlanması büyük önem arz etmektedir.

Çalışmamızda insan haklarının ön şartı ve en önemlisi olan yaşama hakkı ile ilgili, özellikle AİHS nin 2. maddesi çerçevesinde ve AİHM nin vermiş olduğu kararlar ışığında, devletlerin yapması ve yapmaması gerekenleri inceledik. Bu doğrultuda yaşama hakkı kavramı ve sınırlarını ortaya koyduktan sonra AİHMnin Türkiye ilgili verdiği kararları inceleyerek, bu kararların gerekçelerini açıklamaya çalışmıştır. Daha sonra Türk anayasası ve anayasa yargısı açısından yaşama hakkı ve ölüm cezasını irdelenmiştir.

Bu çalışma ile yaşama hakkı kavramını açıklığa kavuşturmaya, AİHM nin Türkiye ile ilgili verdiği kararlar ve gerekçeleri incelenmek suretiyle güvenlik güçleri ve adalet mekanizmasındaki eksik yönleri ortaya koymaya çalışılmış ve yanlış uygulamaları tespit ederek, bu aksaklıkların giderilmesi yönünde adım atılmıştır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat