Dünyada avukatlık mesleğinin icra edilişinde ve iş sahiplerinin avukatlardan olan beklentilerinde ciddi bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişimin Türk avukatlığına olan etkileri son birkaç yıl öncesine kadar kısıtlı olmuştur. Fakat Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile birlikte artık avukatlardan, bir davada taraf vekili olmak gibi şimdiye kadar alıştıkları işlev dışında arabuluculuk sürecinde, müzakereci taraflardan birisinin vekili olarak hareket etmeleri beklenecektir. Avukatların uyuşmazlığın aşina olmadıkları bu erken evresinde, duruşma salonlarına özgü klişeleşmiş söz ve davranışlarla müzakere etmeye çalışmaları iş sahiplerini başarıyla temsil etmekte yeterli olmayacaktır. Çünkü bahse konu müzakerelere, davada olduğu gibi maddi hukuk, usul kuralları yahut diğer tarafa yönelen keskin ve aşırı taleplerden çok tarafların gerçek istek ve menfaatleri hâkim olacaktır. Dolayısıyla genel olarak sert olan ve gerilim yaratan mutat avukat dili, müzakerelere faydadan çok zarar getirecek, iş sahiplerinin anlaşma odaklı temsil ihtiyaçlarını karşılamayacaktır.
Avukatlar değişen şartlara uyum sağlayarak varlıklarını sürdürebilen serbest meslek erbapları olduklarına göre, özellikle zorunlu arabuluculuğun bir yargı reformu öğesi olarak ciddi bir şekilde dillendirildiği şu günlerde, bu yeni ve esaslı değişime onun gerektirdiği üstün müzakere yetenekleriyle donanarak hazır olmalıdırlar. Ayrıca arabuluculuk sisteminin etkisiyle gelinecek ileri aşamalarda, tarafların arabulucu olmaksızın doğrudan müzakere etmeyi tercih edecekleri uzlaşma sağlama (Av. K. m. 35/A) gibi farklı ve daha avantajlı uyuşmazlık çözüm yöntemlerine olan ilgi de artacaktır. Yaşanacak bu keskin dönüşüme uyum sağlayabilen avukatlar davaya nazaran çok kısa sürede çözüme kavuşacak uyuşmazlıklar sayesinde daha çok kazanç elde edebilir, mesleki tatmin yaşayabilirler Ancak uyuşmazlıkların duruşma salonu yerine masada müzakere edilerek çözüme kavuştuğu dönemde, cübbesini çıkarıp müvekkilinin yanına oturmayan avukatlar ne yazık ki ciddi kayıplarla karşı karşıya kalacaklardır.
Bahsedilen kaygıları avukatların yararlanabileceği bir müzakere yetenekleri kitabı sunarak hafifletmek niyetiyle ortaya çıkan bu çalışma, daha önce iki baskı yapmış olan Avukatın Uzlaşma Sağlama Yetkisi adlı kitabımın, maddi hukuka ve usul hukukuna ilişkin bölümlerini çıkarmak, kavramlar ve başlıkları yeniden düzenlemek suretiyle hazırlanmıştır. Meslektaşlarıma faydalı olmasını dilerim.
Dünyada avukatlık mesleğinin icra edilişinde ve iş sahiplerinin avukatlardan olan beklentilerinde ciddi bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişimin Türk avukatlığına olan etkileri son birkaç yıl öncesine kadar kısıtlı olmuştur. Fakat Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile birlikte artık avukatlardan, bir davada taraf vekili olmak gibi şimdiye kadar alıştıkları işlev dışında arabuluculuk sürecinde, müzakereci taraflardan birisinin vekili olarak hareket etmeleri beklenecektir. Avukatların uyuşmazlığın aşina olmadıkları bu erken evresinde, duruşma salonlarına özgü klişeleşmiş söz ve davranışlarla müzakere etmeye çalışmaları iş sahiplerini başarıyla temsil etmekte yeterli olmayacaktır. Çünkü bahse konu müzakerelere, davada olduğu gibi maddi hukuk, usul kuralları yahut diğer tarafa yönelen keskin ve aşırı taleplerden çok tarafların gerçek istek ve menfaatleri hâkim olacaktır. Dolayısıyla genel olarak sert olan ve gerilim yaratan mutat avukat dili, müzakerelere faydadan çok zarar getirecek, iş sahiplerinin anlaşma odaklı temsil ihtiyaçlarını karşılamayacaktır.
Avukatlar değişen şartlara uyum sağlayarak varlıklarını sürdürebilen serbest meslek erbapları olduklarına göre, özellikle zorunlu arabuluculuğun bir yargı reformu öğesi olarak ciddi bir şekilde dillendirildiği şu günlerde, bu yeni ve esaslı değişime onun gerektirdiği üstün müzakere yetenekleriyle donanarak hazır olmalıdırlar. Ayrıca arabuluculuk sisteminin etkisiyle gelinecek ileri aşamalarda, tarafların arabulucu olmaksızın doğrudan müzakere etmeyi tercih edecekleri uzlaşma sağlama (Av. K. m. 35/A) gibi farklı ve daha avantajlı uyuşmazlık çözüm yöntemlerine olan ilgi de artacaktır. Yaşanacak bu keskin dönüşüme uyum sağlayabilen avukatlar davaya nazaran çok kısa sürede çözüme kavuşacak uyuşmazlıklar sayesinde daha çok kazanç elde edebilir, mesleki tatmin yaşayabilirler Ancak uyuşmazlıkların duruşma salonu yerine masada müzakere edilerek çözüme kavuştuğu dönemde, cübbesini çıkarıp müvekkilinin yanına oturmayan avukatlar ne yazık ki ciddi kayıplarla karşı karşıya kalacaklardır.
Bahsedilen kaygıları avukatların yararlanabileceği bir müzakere yetenekleri kitabı sunarak hafifletmek niyetiyle ortaya çıkan bu çalışma, daha önce iki baskı yapmış olan Avukatın Uzlaşma Sağlama Yetkisi adlı kitabımın, maddi hukuka ve usul hukukuna ilişkin bölümlerini çıkarmak, kavramlar ve başlıkları yeniden düzenlemek suretiyle hazırlanmıştır. Meslektaşlarıma faydalı olmasını dilerim.