Ey mavisine hüküm çaldığım makber, Maviliklerine hapset kuşları... İnsanları tanımasınlar, hevesleri kırılır. Bu dünyaya perde ol, Çünkü senin esaretin bile özgürlüğün doruk noktası... Sen en çok bilinen gök mavisi, Turkuaza çalan rengin sonsuz bir fetih, Yerler ve gökler arasında sıkışan insan, İç yoksunluklarının, yıkıntıların efendisi... Tanıştırma kuşları bizimle, görmesinler içimizi, Ağlayan deniz analarını, Sadece soluk almaktan ibaret değil dünya, İçimiz ağır, bilmesin kuşlar... Ve ruhumu mesken edinen sanrılar... Beni hayatla bunca yoğurma, Elimden tutan toprak, başımda dönen dünya, beklemesin! Ben dağ gülüşlü çocukları beklerim, Ve biz insanoğlu; Elimiz dünyaya bulaşmış, Dilimiz ahirete mektup yazıyor...
Ey mavisine hüküm çaldığım makber, Maviliklerine hapset kuşları... İnsanları tanımasınlar, hevesleri kırılır. Bu dünyaya perde ol, Çünkü senin esaretin bile özgürlüğün doruk noktası... Sen en çok bilinen gök mavisi, Turkuaza çalan rengin sonsuz bir fetih, Yerler ve gökler arasında sıkışan insan, İç yoksunluklarının, yıkıntıların efendisi... Tanıştırma kuşları bizimle, görmesinler içimizi, Ağlayan deniz analarını, Sadece soluk almaktan ibaret değil dünya, İçimiz ağır, bilmesin kuşlar... Ve ruhumu mesken edinen sanrılar... Beni hayatla bunca yoğurma, Elimden tutan toprak, başımda dönen dünya, beklemesin! Ben dağ gülüşlü çocukları beklerim, Ve biz insanoğlu; Elimiz dünyaya bulaşmış, Dilimiz ahirete mektup yazıyor...