“Tarihteki tüm ekinler (kültürler), tüm insan yaşamları için en derinde bir erek gizlidir, o da özgürlüktür. Özgürlük ereği, her toplumda her insanın yüreğine yerleşmiştir ve gerçekleşmeyi beklemektedir. Özgürleşme bir süreçtir ve tüm insanlık için gerçekleşmedikçe ereğine varmış olmayacaktır. Bu bağlamda aydınlanma, özgürleşme sürecinde bilinçli bir çabanın adıdır. Her toplum içinde, kendini aşmış, bencilliğinin üstüne yükselmiş, yüreği özgürlük ateşiyle tutuşan, insanlık ülküsünü amaç edinmiş ve cehalet, zorbalık ve bağnazlıkla savaşan aydınlar, ekinler içinde açmış çiçekler gibidir. Bu bağlamda aydınlanma en yüksek yaşam biçemidir.”
Metin Bobaroğlu, serinin ikinci kitabı olan Aydınlanma Sorunu ve Değerler'de aydınlanmayı bir sorun olarak ele alıyor. Aydınlanma sürecindeki her insanın düşünsel, psişik, toplumsal ve tinsel yaşamını seçtiği değerlere bağlı olarak oluşturduğunu, toplumsal ve bireysel tinin bu yolla üretildiğini söylüyor. Uygarlığı yaratan temelin değere dönüşen kavramlar olduğunu vurguluyor.
“Tarihteki tüm ekinler (kültürler), tüm insan yaşamları için en derinde bir erek gizlidir, o da özgürlüktür. Özgürlük ereği, her toplumda her insanın yüreğine yerleşmiştir ve gerçekleşmeyi beklemektedir. Özgürleşme bir süreçtir ve tüm insanlık için gerçekleşmedikçe ereğine varmış olmayacaktır. Bu bağlamda aydınlanma, özgürleşme sürecinde bilinçli bir çabanın adıdır. Her toplum içinde, kendini aşmış, bencilliğinin üstüne yükselmiş, yüreği özgürlük ateşiyle tutuşan, insanlık ülküsünü amaç edinmiş ve cehalet, zorbalık ve bağnazlıkla savaşan aydınlar, ekinler içinde açmış çiçekler gibidir. Bu bağlamda aydınlanma en yüksek yaşam biçemidir.”
Metin Bobaroğlu, serinin ikinci kitabı olan Aydınlanma Sorunu ve Değerler'de aydınlanmayı bir sorun olarak ele alıyor. Aydınlanma sürecindeki her insanın düşünsel, psişik, toplumsal ve tinsel yaşamını seçtiği değerlere bağlı olarak oluşturduğunu, toplumsal ve bireysel tinin bu yolla üretildiğini söylüyor. Uygarlığı yaratan temelin değere dönüşen kavramlar olduğunu vurguluyor.