"Aydınlıkta göremeyen birinin geceyi canlandırma arzusu, soyutlama sürecinden nasibini almamış düzmece soyutu örtbas edeceği bir kılıftır. Gece, içini istediğimiz gibi dolduracak şekilde, görünmez hale gelen boşlukların dölyatağı olarak, salt yetersizliği kamufle etmeye odaklanmış saçmalamaya kendiliğinden meşruiyet sağlar. Bundan ötürü geceyle flört eden görüntünün, temsilini başkasının tahayyül gücüne havale ederek aradan çekilmek daima cazip gelir insana. Gece, ateş saçan hayvanlardan kristal çiçeklere dek tepeden tırnağa ışığa boğulmuştur burada; tekinsiz ama zifiri karanlıkla ilgisi olmayan bir aydınlık gece. Apaçık: Aydınlıkta göremediği için karanlıktan medet uman sanatçı, tahayyül yetisinin armağanı olan yaratıcı soyutlama özgürlüğüne ister istemez ihanet etmek zorunda kalmıştır. Gece, aydınlıkta görülebiliyor olmanın izini taşıdığı sürece, sahte gecedir. Hem, kimse gün ışığında görebildiğinden ötesini geceye aktaramaz..."
"Aydınlıkta göremeyen birinin geceyi canlandırma arzusu, soyutlama sürecinden nasibini almamış düzmece soyutu örtbas edeceği bir kılıftır. Gece, içini istediğimiz gibi dolduracak şekilde, görünmez hale gelen boşlukların dölyatağı olarak, salt yetersizliği kamufle etmeye odaklanmış saçmalamaya kendiliğinden meşruiyet sağlar. Bundan ötürü geceyle flört eden görüntünün, temsilini başkasının tahayyül gücüne havale ederek aradan çekilmek daima cazip gelir insana. Gece, ateş saçan hayvanlardan kristal çiçeklere dek tepeden tırnağa ışığa boğulmuştur burada; tekinsiz ama zifiri karanlıkla ilgisi olmayan bir aydınlık gece. Apaçık: Aydınlıkta göremediği için karanlıktan medet uman sanatçı, tahayyül yetisinin armağanı olan yaratıcı soyutlama özgürlüğüne ister istemez ihanet etmek zorunda kalmıştır. Gece, aydınlıkta görülebiliyor olmanın izini taşıdığı sürece, sahte gecedir. Hem, kimse gün ışığında görebildiğinden ötesini geceye aktaramaz..."