“Mümkün olmayan bir dünyada yaşamak istersen ne yaparsın?” sorusuna içtenlikle verilebilecek bir yanıt var. “Mümkün olmayan dünyayı arar, bulurum ya da o dünyayı yaratırım.”
Üç kitaptan oluşan “Mümkün Olmayan Dünya”nın birinci kitabı “Aydınlıkta ve Karanlıkta” günümüzde yaradılış anlamını yitiren insanın çektiği acının nedenleriyle birlikte dayattığı birçok yıkıcı duygudan kurtulma ve özgürlüğü bulma mücadelesini anlatmaktadır.
Gerçekle gerçeküstü, fizikle fizik ötesi varlıkların ve olayların iç içe geçtiği, cüretkâr bir yaratıcı sürecin fantastik ürünü olan Roman, Dünya formunun sınırlarını aşan daha kapsamlı bir varoluş belleğine sahip insanın geleceğini, yenilikçi kavramları, imgeleri ve eylemleri içeren bir anlatım diliyle inşa etme çabasındadır.
Elinize alarak arka kapağını incelediğiniz bu kitabın sayfalarında, özlenen Dünya'yı ve ihtiyaç duyulan insanı bugünden yaratmaya başlamak üzere, henüz kanıtlanamayan ama kabul edilen gelecek zamanların ve paralel evrenlerin insanlarıyla iletişim kurulması için aranan olanaklarla da karşılaşacaksınız.
21. Yüzyıl Dünyası'nın konuştuğu, her türlü eşitsizliğin, adaletsizliğin doğurduğu acılardan, korkulardan, baskılardan sıyrılmış, vahşi kapitalizmin yerine aday, onurlu ve eşitlikçi bir toplumsal sistemin ve/ya da sistemlerin düşünsel ve duygusal yapılanmasına hazırlık aşamasını tekilleştirerek bir kişide toplayan Romandaki başkahramandan, işe başlamadan önce bağımsız ve özgün kimliği ile ilgili gerçeği, bu gerçeğin toplumla ve evrenle olan ilişkisini bulması istenmektedir. Bunu başardığında, işte o zaman koşullandıran, sınırlandıran hâkim inançları aşabilecek, mümkün olmayan bir dünyayı talep ederek, olanaksızlığın değişim ve dönüşümüne fütüristik bir yol açabilecektir. Öz her zaman sevgidir.
Yazarı ütopya yazmaya ikna eden, sürekli kurgulanan birçok distopyanın yeryüzünde acımasızca adım adım gerçekleştiriliyor olmasıdır.
İnsanlığın sonunu hedefleyen bu kaygı verici atışların yönünü değiştirme şansı henüz varken, ütopyanın distopyaya açtığı karşı savaşı hep birlikte kazanmak için teslim olmayıp sonuna kadar yoğun ve zorlu bir emek harcanması gerekmektedir.
Yol açık olsun!
“Mümkün olmayan bir dünyada yaşamak istersen ne yaparsın?” sorusuna içtenlikle verilebilecek bir yanıt var. “Mümkün olmayan dünyayı arar, bulurum ya da o dünyayı yaratırım.”
Üç kitaptan oluşan “Mümkün Olmayan Dünya”nın birinci kitabı “Aydınlıkta ve Karanlıkta” günümüzde yaradılış anlamını yitiren insanın çektiği acının nedenleriyle birlikte dayattığı birçok yıkıcı duygudan kurtulma ve özgürlüğü bulma mücadelesini anlatmaktadır.
Gerçekle gerçeküstü, fizikle fizik ötesi varlıkların ve olayların iç içe geçtiği, cüretkâr bir yaratıcı sürecin fantastik ürünü olan Roman, Dünya formunun sınırlarını aşan daha kapsamlı bir varoluş belleğine sahip insanın geleceğini, yenilikçi kavramları, imgeleri ve eylemleri içeren bir anlatım diliyle inşa etme çabasındadır.
Elinize alarak arka kapağını incelediğiniz bu kitabın sayfalarında, özlenen Dünya'yı ve ihtiyaç duyulan insanı bugünden yaratmaya başlamak üzere, henüz kanıtlanamayan ama kabul edilen gelecek zamanların ve paralel evrenlerin insanlarıyla iletişim kurulması için aranan olanaklarla da karşılaşacaksınız.
21. Yüzyıl Dünyası'nın konuştuğu, her türlü eşitsizliğin, adaletsizliğin doğurduğu acılardan, korkulardan, baskılardan sıyrılmış, vahşi kapitalizmin yerine aday, onurlu ve eşitlikçi bir toplumsal sistemin ve/ya da sistemlerin düşünsel ve duygusal yapılanmasına hazırlık aşamasını tekilleştirerek bir kişide toplayan Romandaki başkahramandan, işe başlamadan önce bağımsız ve özgün kimliği ile ilgili gerçeği, bu gerçeğin toplumla ve evrenle olan ilişkisini bulması istenmektedir. Bunu başardığında, işte o zaman koşullandıran, sınırlandıran hâkim inançları aşabilecek, mümkün olmayan bir dünyayı talep ederek, olanaksızlığın değişim ve dönüşümüne fütüristik bir yol açabilecektir. Öz her zaman sevgidir.
Yazarı ütopya yazmaya ikna eden, sürekli kurgulanan birçok distopyanın yeryüzünde acımasızca adım adım gerçekleştiriliyor olmasıdır.
İnsanlığın sonunu hedefleyen bu kaygı verici atışların yönünü değiştirme şansı henüz varken, ütopyanın distopyaya açtığı karşı savaşı hep birlikte kazanmak için teslim olmayıp sonuna kadar yoğun ve zorlu bir emek harcanması gerekmektedir.
Yol açık olsun!