Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig
Yusuf Has Hacib1017 (1018) - 1071 (1072) yılları arasında yaşamış, bilinen ilk Türk-İslam şairidir. Edebi zevki yüksek, kamil bir insandır. Müslüman türklerin temel yapısı hakkında sağlam ve geniş bilgilere sahiptir. Kutadgu Bilig'de bu yapının güçlenmesi için örnek insan karakterinin nasıl inşa edileceğini, eserinin kahramanları vasıtasıyla anlatır.
Arapça ve Farsça bilmesine ve o dönemde dini ve edebi eserlerin bu dillerle yazılmasının yaygın bir alışkanlık olmasına rağmen eserini Türkçe yazmıştır. İnsan topluluklarının millet haline gelebilmesinde dilin önemini de nasıl kullanılması gerektiğini de çok iyi bilmektedir. Çok mükemmel bir Türkçesi vardır. Denilebilir ki orkun kitabeleri'ndeki muhteşem Türkçe'nin vezin ve kafiye kaftanı giydirilmiş şeklidir. Cümleleri, sayfalar dolusu düşüncenin efradını cami, ağyarını mani tarzda özetidir.
Birkaç Örnek:
*Güzel koku ve bilgi, birbirine benzer. İnsan bunları yanında gizli tutamaz. *Cimri, kendi malını kendisinden esirger. Başkasının hakkını vermesi mümkün değildir. *Alimin sözü, toprak için su gibidir. Toprağa su verilince nimet çıkar. *Vücudun besini ağızdan, ruhun besini kulaktan alınır. *Şeytan din hırsızıdır. *İster şeker ve helva, ister darı ve arpa yemiş olsun, doyup yatan insan sabah yine aç kalkar. *Allah insana iki göz, iki kulak vermiştir. Biri dünya, diğeri ahret içindir.
Yusuf Has Hacib, konuşturduğu her şahsı, titizlikle seçmiş, kendi bilgisini, düşüncelerini ve irfanını onların diliyle muhataba anlatmıştır. Her bir cümle, O'nun irfan ve hüneriyle ‘hikmet' libasına bürünmüştür.
Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig
Yusuf Has Hacib1017 (1018) - 1071 (1072) yılları arasında yaşamış, bilinen ilk Türk-İslam şairidir. Edebi zevki yüksek, kamil bir insandır. Müslüman türklerin temel yapısı hakkında sağlam ve geniş bilgilere sahiptir. Kutadgu Bilig'de bu yapının güçlenmesi için örnek insan karakterinin nasıl inşa edileceğini, eserinin kahramanları vasıtasıyla anlatır.
Arapça ve Farsça bilmesine ve o dönemde dini ve edebi eserlerin bu dillerle yazılmasının yaygın bir alışkanlık olmasına rağmen eserini Türkçe yazmıştır. İnsan topluluklarının millet haline gelebilmesinde dilin önemini de nasıl kullanılması gerektiğini de çok iyi bilmektedir. Çok mükemmel bir Türkçesi vardır. Denilebilir ki orkun kitabeleri'ndeki muhteşem Türkçe'nin vezin ve kafiye kaftanı giydirilmiş şeklidir. Cümleleri, sayfalar dolusu düşüncenin efradını cami, ağyarını mani tarzda özetidir.
Birkaç Örnek:
*Güzel koku ve bilgi, birbirine benzer. İnsan bunları yanında gizli tutamaz. *Cimri, kendi malını kendisinden esirger. Başkasının hakkını vermesi mümkün değildir. *Alimin sözü, toprak için su gibidir. Toprağa su verilince nimet çıkar. *Vücudun besini ağızdan, ruhun besini kulaktan alınır. *Şeytan din hırsızıdır. *İster şeker ve helva, ister darı ve arpa yemiş olsun, doyup yatan insan sabah yine aç kalkar. *Allah insana iki göz, iki kulak vermiştir. Biri dünya, diğeri ahret içindir.
Yusuf Has Hacib, konuşturduğu her şahsı, titizlikle seçmiş, kendi bilgisini, düşüncelerini ve irfanını onların diliyle muhataba anlatmıştır. Her bir cümle, O'nun irfan ve hüneriyle ‘hikmet' libasına bürünmüştür.