Babil'in Sırrı

Stok Kodu:
9786054034864
Boyut:
13.50x20.00
Sayfa Sayısı:
54
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
4,63
9786054034864
446246
Babil'in Sırrı
Babil'in Sırrı
4.63

Pis, anlamsız bir ağrıyla gözlerini açtı. Yerdeydi, ilk gördüğü kırık şarap şişeleriydi altınlara karışmış, hafiften doğruldu, elinde yarısı bir çorba kasesine dökülmüş şarabı vardı. Bir yudum aldı, bir an çorba kasesi sanki komik bir haldeymiş gibi, sabah kahvaltısıymış gibi göründü. Eline aldı dünü hatırlamadan, sıcak bir çorbaymış gibi içindeki kaşıkla içmek için ağzına bir yudum alıyordu ki, ağzına birkaç altın parçası geldi. Tükürdü, ikinci yudumu almak için kaşığı daldırırken birden ışık yansıması sandı ama değildi, şarabın içinde kalan kısmın altın olduğunu, gerisininse metal olduğunu fark etti. Durdu. O an yıllar gözlerinin önünden geçti, saraya gelişi, ustaları, evlenişi, oğulları? İçi bir an tuhaf ve yeryüzünde bir daha tadılmayacak kadar nadir bir duyguyla yandı. Bir yanda ömrünü verdiği metali altına çevirme rüyası, bir yanda kimsesiz kalışı ve oğullarının ölümü. Kaseyi bir seferde bitirdi, ağzını ağzına gelen tüm küfürlerle doldurarak haykırdı. “Alın ve o gözleriniz altınlarla dolsun. Artık ölmesin oğullarım, oğullarımız. Sultanlar, toprağınız bile bunla dolsun.

Pis, anlamsız bir ağrıyla gözlerini açtı. Yerdeydi, ilk gördüğü kırık şarap şişeleriydi altınlara karışmış, hafiften doğruldu, elinde yarısı bir çorba kasesine dökülmüş şarabı vardı. Bir yudum aldı, bir an çorba kasesi sanki komik bir haldeymiş gibi, sabah kahvaltısıymış gibi göründü. Eline aldı dünü hatırlamadan, sıcak bir çorbaymış gibi içindeki kaşıkla içmek için ağzına bir yudum alıyordu ki, ağzına birkaç altın parçası geldi. Tükürdü, ikinci yudumu almak için kaşığı daldırırken birden ışık yansıması sandı ama değildi, şarabın içinde kalan kısmın altın olduğunu, gerisininse metal olduğunu fark etti. Durdu. O an yıllar gözlerinin önünden geçti, saraya gelişi, ustaları, evlenişi, oğulları? İçi bir an tuhaf ve yeryüzünde bir daha tadılmayacak kadar nadir bir duyguyla yandı. Bir yanda ömrünü verdiği metali altına çevirme rüyası, bir yanda kimsesiz kalışı ve oğullarının ölümü. Kaseyi bir seferde bitirdi, ağzını ağzına gelen tüm küfürlerle doldurarak haykırdı. “Alın ve o gözleriniz altınlarla dolsun. Artık ölmesin oğullarım, oğullarımız. Sultanlar, toprağınız bile bunla dolsun.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat