Ömer Seyfettin 1884 yılında dünyaya gelmiş ve 1920 yılında vefat etmiştir. Edebiyatımızın önemli isimlerinden olan Ömer Seyfettin adını Selanik'te çıkarılan Genç Kalemler dergisindeki yazılarıyla duyurdu. 1911'de dergide yayımlanan Yeni Lisan başlıklı yazısı Milli Edebiyat akımının başlangıç bildirgesi olarak görüldü. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu olarak görülen Ömer Seyfettin hikâyelerini Maupassant tarzında yazdı. Bu hikâyelerinde çocukluk, askerlik ve memurluk dönemlerinde yaşadıklarını kaleme aldı. Bunların yanı sıra hikâyelerini tarihsel olaylara ve halk geleneklerine de dayandırdı. Hikâyelerinde sınıf gözetmeksizin her kesimden insanı kullandı. Tüm çalışmalarını edebiyatımızın millileşmesi amacıyla yazdı.
Ömer Seyfettin bu eseriyle imparatorluğun son yıllarını ve insanların karmaşık ruh hallerini, kültürel çatışmalarını okuyucularına sunar. Bahar ve Kelebekler adlı hikâyesinde bir nine ile torunu arasında geçen eski ve yeni çatışmasını anlatır. Yanlış batılılaşma sonucu unutulan kültürel değerlere göndermelerde bulunur.
Bahar ve Kelebekler dışında; “Acaba Ne İdi?”, “Apandisit”, “İlk Cinayet”, “Binecek Şey”, “Elma”, “İki Mebus”, “Kumrular”, “Lokanta Esrarı”, “Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür”, “Antiseptik”, “Hafiften Bir Seda”, “Harem”, “Kızıl Elma Neresi” adlı hikâyelere de yer verilmiştir.
Ömer Seyfettin 1884 yılında dünyaya gelmiş ve 1920 yılında vefat etmiştir. Edebiyatımızın önemli isimlerinden olan Ömer Seyfettin adını Selanik'te çıkarılan Genç Kalemler dergisindeki yazılarıyla duyurdu. 1911'de dergide yayımlanan Yeni Lisan başlıklı yazısı Milli Edebiyat akımının başlangıç bildirgesi olarak görüldü. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu olarak görülen Ömer Seyfettin hikâyelerini Maupassant tarzında yazdı. Bu hikâyelerinde çocukluk, askerlik ve memurluk dönemlerinde yaşadıklarını kaleme aldı. Bunların yanı sıra hikâyelerini tarihsel olaylara ve halk geleneklerine de dayandırdı. Hikâyelerinde sınıf gözetmeksizin her kesimden insanı kullandı. Tüm çalışmalarını edebiyatımızın millileşmesi amacıyla yazdı.
Ömer Seyfettin bu eseriyle imparatorluğun son yıllarını ve insanların karmaşık ruh hallerini, kültürel çatışmalarını okuyucularına sunar. Bahar ve Kelebekler adlı hikâyesinde bir nine ile torunu arasında geçen eski ve yeni çatışmasını anlatır. Yanlış batılılaşma sonucu unutulan kültürel değerlere göndermelerde bulunur.
Bahar ve Kelebekler dışında; “Acaba Ne İdi?”, “Apandisit”, “İlk Cinayet”, “Binecek Şey”, “Elma”, “İki Mebus”, “Kumrular”, “Lokanta Esrarı”, “Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür”, “Antiseptik”, “Hafiften Bir Seda”, “Harem”, “Kızıl Elma Neresi” adlı hikâyelere de yer verilmiştir.