Osmanlı Devleti'nin, 1912 yılında tarihinin en ağır askeri hezimetini yaşadığı ve İstanbul hariç Balkanlar'daki neredeyse bütün topraklarını kaybettiği 1. Balkan Savaşı, Türk tarihinin en ağır travmalarından biridir. Öyle ki bu savaşın neticesinde Balkanlar'da sayısı bugün bile hesaplanamayan Müslüman Türk ya katledildi ya da yüzyıllardır yaşadıkları yurtlarından oldu. Bu savaşa subay olarak katılan Ömer Seyfettin; savaş meydanı izlenimlerini, yaşanan çaresizlikleri, Osmanlı ordusunun her kademesinde gözlenen bozgunu ve daha pek çok sıkıntıyı günlüklerine dikkatli bir şekilde kaydetmiştir. Ömer Seyfettin'in daha önce Hayat mecmuasında yayımlanan bu günlükleri, son nefesini vermemek için direnen bir devletin ve çaresizlik içinde hayatta kalmaya çalışan bir milletin tüyleri ürperten panoramasını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Osmanlı Devleti'nin, 1912 yılında tarihinin en ağır askeri hezimetini yaşadığı ve İstanbul hariç Balkanlar'daki neredeyse bütün topraklarını kaybettiği 1. Balkan Savaşı, Türk tarihinin en ağır travmalarından biridir. Öyle ki bu savaşın neticesinde Balkanlar'da sayısı bugün bile hesaplanamayan Müslüman Türk ya katledildi ya da yüzyıllardır yaşadıkları yurtlarından oldu. Bu savaşa subay olarak katılan Ömer Seyfettin; savaş meydanı izlenimlerini, yaşanan çaresizlikleri, Osmanlı ordusunun her kademesinde gözlenen bozgunu ve daha pek çok sıkıntıyı günlüklerine dikkatli bir şekilde kaydetmiştir. Ömer Seyfettin'in daha önce Hayat mecmuasında yayımlanan bu günlükleri, son nefesini vermemek için direnen bir devletin ve çaresizlik içinde hayatta kalmaya çalışan bir milletin tüyleri ürperten panoramasını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.