Şiir ve öyküleriyle tanıdığımız Ayhan Bozkurt, ilk romanı Barikattaki Çocuk ile edebiyatın farklı bir alanını deniyor. Şiir ve öyküdeki dil ustalığını romanına da taşıyan Bozkurt, bir çocuğun gözlerinden hemen 12 Eylül öncesinde Çorum'da yaşananları anlatıyor bize. Tüm ülkenin barikatlara bölündüğü bir dönemde Çorum'da Alevilerin çoğunlukta olduğu bir mahallede geçen bu çocukluk, güzel ağabeylerle güzel ablaların, amcaların ve teyzelerin bir de onların karşısında yer alanların ama yine de sokakların gerçek sahibi çocukların ve sokak hayvanlarının, özellikle de Becit'in günleriyle akıp giderken... Sonunda içinde yaşanan incelikleri, her şeye rağmen birlikte yaşamayı kırıp geçen silahlı adamların, acımasızca silaha davrananların ve unutmayı seçsek de çok iyi bildiğimiz o panzerlerin gölgesinde son bulan o hikâye. Türkiye'nin en derinden kırıldığı, varıldığı, dönüştüğü o dönem. Bazen çocuklar, annelerinin koynundan bir merminin düştüğü ve bir teğmenin onu görmezden geldiği anlarda büyürler.
Şiir ve öyküleriyle tanıdığımız Ayhan Bozkurt, ilk romanı Barikattaki Çocuk ile edebiyatın farklı bir alanını deniyor. Şiir ve öyküdeki dil ustalığını romanına da taşıyan Bozkurt, bir çocuğun gözlerinden hemen 12 Eylül öncesinde Çorum'da yaşananları anlatıyor bize. Tüm ülkenin barikatlara bölündüğü bir dönemde Çorum'da Alevilerin çoğunlukta olduğu bir mahallede geçen bu çocukluk, güzel ağabeylerle güzel ablaların, amcaların ve teyzelerin bir de onların karşısında yer alanların ama yine de sokakların gerçek sahibi çocukların ve sokak hayvanlarının, özellikle de Becit'in günleriyle akıp giderken... Sonunda içinde yaşanan incelikleri, her şeye rağmen birlikte yaşamayı kırıp geçen silahlı adamların, acımasızca silaha davrananların ve unutmayı seçsek de çok iyi bildiğimiz o panzerlerin gölgesinde son bulan o hikâye. Türkiye'nin en derinden kırıldığı, varıldığı, dönüştüğü o dönem. Bazen çocuklar, annelerinin koynundan bir merminin düştüğü ve bir teğmenin onu görmezden geldiği anlarda büyürler.