Barış Köprüsü

Stok Kodu:
9786257713344
Boyut:
13.00x19.50
Sayfa Sayısı:
194
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
58,00
9786257713344
714239
Barış Köprüsü
Barış Köprüsü
58.00

“Anlatmanın ve yazmanın, bazı insanlarda ruhu sağaltıcı işlevi olduğunu söyledim ona. Yüzümü, sanki yeni kaybettiği bir şeyi arıyormuş gibi şaşkın gözlerle süzdü durdu öylece. İlk gece gördüğüm acı yine yerleşmişti göz bebeklerine."Anlatsam yazar mısın?" dedi umutsuz bir sesle.
"Birlikte deneriz," dedim.

Yüzü ciddileşti. Uzaklara, memleketinin kıyılarına doğru baktı sessizce. Ansızın kısık, kırık bir sesle anlatmaya başladı. Farkında olmadan kendi masalının büyüsüyle açıldı sonra. Öykünün akışını kesmeden sonuna dek dinledim. Zaten o da acı geçmişin içinde erimiş, beni unutmuştu…”
Genç polis şefinin günlüğünden: “Ölüme kanlı imzasını atmış bir katili çözmek için, bazen haftalarca onunla birlikte yaşarsın; yaşamak zorunda kalırsın. An gelir suçluyla bütünleştiğini irkilerek, tiksinerek fark edersin. Benliğin bulanır, yaşamdan soğursun. Katile benzemeye başlarsın, insanlıktan çıkmak üzere olduğunu hisseder, kahrolursun. Bırakıp kaçamazsın; zaten başka bildiğin iş de yoktur. Dehşet verici görüntüler, olaylar, canilerle, sapıklarla ilişkiler giderek bilinçaltında kirli kümeler oluştururlar. Gençliğinde bunun farkına varamazsın veya umursamazsın. Geçen zamanla birlikte ruhun bozulur, hastalanırsın; direncin zayıfsa kişiliğin dönüşür, soysuzlaşırsın, yozlaşırsın. Vicdanın kurur, insani değerlerin çürür; kötücül bir robota dönüşürsün…”

Onsekiz öykü; hepsinin memleketi, rengi, tadı ayrı.Ön planda sürüden ayrılmayı göze almış, acıları, hazları ile her sınıftan kadınlar var. Onların sancılı özgürlük arayışı, yazmanın yaratıcı gücü ile yansıtılıyor. Ve ilk kez çağdaş, genç polis şeflerinin dramatik yaşam öyküleri kendi içlerinden biri tarafından anlatılıyor; cesurca ve içten…

“Anlatmanın ve yazmanın, bazı insanlarda ruhu sağaltıcı işlevi olduğunu söyledim ona. Yüzümü, sanki yeni kaybettiği bir şeyi arıyormuş gibi şaşkın gözlerle süzdü durdu öylece. İlk gece gördüğüm acı yine yerleşmişti göz bebeklerine."Anlatsam yazar mısın?" dedi umutsuz bir sesle.
"Birlikte deneriz," dedim.

Yüzü ciddileşti. Uzaklara, memleketinin kıyılarına doğru baktı sessizce. Ansızın kısık, kırık bir sesle anlatmaya başladı. Farkında olmadan kendi masalının büyüsüyle açıldı sonra. Öykünün akışını kesmeden sonuna dek dinledim. Zaten o da acı geçmişin içinde erimiş, beni unutmuştu…”
Genç polis şefinin günlüğünden: “Ölüme kanlı imzasını atmış bir katili çözmek için, bazen haftalarca onunla birlikte yaşarsın; yaşamak zorunda kalırsın. An gelir suçluyla bütünleştiğini irkilerek, tiksinerek fark edersin. Benliğin bulanır, yaşamdan soğursun. Katile benzemeye başlarsın, insanlıktan çıkmak üzere olduğunu hisseder, kahrolursun. Bırakıp kaçamazsın; zaten başka bildiğin iş de yoktur. Dehşet verici görüntüler, olaylar, canilerle, sapıklarla ilişkiler giderek bilinçaltında kirli kümeler oluştururlar. Gençliğinde bunun farkına varamazsın veya umursamazsın. Geçen zamanla birlikte ruhun bozulur, hastalanırsın; direncin zayıfsa kişiliğin dönüşür, soysuzlaşırsın, yozlaşırsın. Vicdanın kurur, insani değerlerin çürür; kötücül bir robota dönüşürsün…”

Onsekiz öykü; hepsinin memleketi, rengi, tadı ayrı.Ön planda sürüden ayrılmayı göze almış, acıları, hazları ile her sınıftan kadınlar var. Onların sancılı özgürlük arayışı, yazmanın yaratıcı gücü ile yansıtılıyor. Ve ilk kez çağdaş, genç polis şeflerinin dramatik yaşam öyküleri kendi içlerinden biri tarafından anlatılıyor; cesurca ve içten…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat