Başkaldıran bir insan geçmiş tarafından koşullandırılmış bir robot gibi yaşamaz.
Din, toplum, kültür-düne ait olan hiçbir şey onun yaşam tarzına, onun yaşam biçimine herhangi bir şekilde karışmaz. Bireysel olarak, bir çarkın dişlisi olarak değil organik bir bütünlük olarak yaşar. Yaşamı bir başkası tarafından değil, kendi aklı tarafından yönlendirilir. Yaşamının özündeki güzel koku, özgürlüğün kokusudur; sadece özgürlük içinde yaşamakla kalmaz, geri kalan herkesin de özgürlük içinde yaşamasına izin verir. Kimsenin onun hayatına karışmasına izin vermez; o da kimsenin hayatına karışmaz.
Onun için özgürlük nihaî değerdir ve yaşam o kadar kutsaldır ki onun için her şeyi, sorumluluğu, statüyü hatta yaşamın kendisini bile kurban edebilir.
Başkaldıran bir insan geçmiş tarafından koşullandırılmış bir robot gibi yaşamaz.
Din, toplum, kültür-düne ait olan hiçbir şey onun yaşam tarzına, onun yaşam biçimine herhangi bir şekilde karışmaz. Bireysel olarak, bir çarkın dişlisi olarak değil organik bir bütünlük olarak yaşar. Yaşamı bir başkası tarafından değil, kendi aklı tarafından yönlendirilir. Yaşamının özündeki güzel koku, özgürlüğün kokusudur; sadece özgürlük içinde yaşamakla kalmaz, geri kalan herkesin de özgürlük içinde yaşamasına izin verir. Kimsenin onun hayatına karışmasına izin vermez; o da kimsenin hayatına karışmaz.
Onun için özgürlük nihaî değerdir ve yaşam o kadar kutsaldır ki onun için her şeyi, sorumluluğu, statüyü hatta yaşamın kendisini bile kurban edebilir.