Başkanlık ve Parlamenter Sistem Analizi Rejim Kilidi: Politika-Hukuk Kıskacında 12 Eylül'ün Darbe Anayasası

Stok Kodu:
9786257018654
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
270
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
70,00
9786257018654
752442
Başkanlık ve Parlamenter Sistem Analizi
Başkanlık ve Parlamenter Sistem Analizi Rejim Kilidi: Politika-Hukuk Kıskacında 12 Eylül'ün Darbe Anayasası
70.00

Başkanlık ve Parlamenter Sistem Analizi
(Rejim Kilidi: Politika-Hukuk Kıskacında 12 Eylül'ün Darbe Anayasası)
İRFAN PAÇACI

Demokrasinin olmazsa olmaz (sine qua non) koşulu; anayasanın “sosyal sözleşme” şeklinde benimsenerek, bütün toplumsal-siyasal dinamiklerin katılımı ile oluşturulmasıdır. Bunun önündeki en büyük engel 1982 Anayasası ve onun üzerinden yapılan siyasal operasyonlardır. 1982 Anayasası iki büyük müdahalenin kodlarını taşımaktadır. İlki onu 12 Eylül anayasası olarak somutlaştıran askeri darbe, diğeri de yönetim biçimini “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne çevirmek üzere yapılan 2017 anayasa değişikliğidir. Ortaya çıkan bu yapı, eski sistem olarak “parlamenter sistem”in terk edilerek, “başkanlık sistemi”ne geçişi temsil eden ve henüz kurumsallaşma süreci tamamlan(a)mamış siyasal bir değişikliktir.

1982 Anayasası'nın tarihi toplumun “demokratikleşme çabaları” ile “otoriterleşme uygulamaları”nın birarada yaşandığı bir süreçtir. Demokratikleşme ile otoriterleşme arasında çatışmacı biçimde gelişen ve hızlanarak sürmekte olan bu paradoks dinamiği, yeni bir evreye geçme aşamasına gelmiştir. Soru(n) bu noktada; rejimin kimliğini simgeleyen “devlet”in sosyo-politik meşruiyetinin “yükselme” ya da “düşmeye” doğru hangi yönde gelişeceğidir.

Halk “demokrasiye” sahip çıkarak yeni bir anayasa yapma iradesini ortaya koyabilirse, 1982Anayasası vesayet rejiminin anayasa politiği olmaya mahkum edilerek tarihin arşivine terk edilebilir… Tarihin tekerleğini geri döndürmek mümkün değildir, ancak yavaşlatılabilir, zaman ilerledikçe aydınlanma ve “gerçeklerin” gün yüzüne çıkmasıyla “değişim” kaçınılmaz olacaktır. Türk toplumunun Cumhuriyetin 100. yılının eşiğinde edilgen ve ayrıştırıcı politikalara desteğini terk ederek “uzlaşma” sayfasını açması için 2023, tarihi bir “fırsat” olarak değerlendirilmelidir. 1982 Anayasası'nın oluşturduğu “tuzaklar”dan kurtularak, 2023 Anayasası ile özgürleşme, demokratikleşme ve bütünleşme için “uzlaşma” tercih edilmelidir.

Neden, niçin ve nasıl sorularının cevabı bu çalışmanın içinde sergilenmiştir…

Başkanlık ve Parlamenter Sistem Analizi
(Rejim Kilidi: Politika-Hukuk Kıskacında 12 Eylül'ün Darbe Anayasası)
İRFAN PAÇACI

Demokrasinin olmazsa olmaz (sine qua non) koşulu; anayasanın “sosyal sözleşme” şeklinde benimsenerek, bütün toplumsal-siyasal dinamiklerin katılımı ile oluşturulmasıdır. Bunun önündeki en büyük engel 1982 Anayasası ve onun üzerinden yapılan siyasal operasyonlardır. 1982 Anayasası iki büyük müdahalenin kodlarını taşımaktadır. İlki onu 12 Eylül anayasası olarak somutlaştıran askeri darbe, diğeri de yönetim biçimini “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne çevirmek üzere yapılan 2017 anayasa değişikliğidir. Ortaya çıkan bu yapı, eski sistem olarak “parlamenter sistem”in terk edilerek, “başkanlık sistemi”ne geçişi temsil eden ve henüz kurumsallaşma süreci tamamlan(a)mamış siyasal bir değişikliktir.

1982 Anayasası'nın tarihi toplumun “demokratikleşme çabaları” ile “otoriterleşme uygulamaları”nın birarada yaşandığı bir süreçtir. Demokratikleşme ile otoriterleşme arasında çatışmacı biçimde gelişen ve hızlanarak sürmekte olan bu paradoks dinamiği, yeni bir evreye geçme aşamasına gelmiştir. Soru(n) bu noktada; rejimin kimliğini simgeleyen “devlet”in sosyo-politik meşruiyetinin “yükselme” ya da “düşmeye” doğru hangi yönde gelişeceğidir.

Halk “demokrasiye” sahip çıkarak yeni bir anayasa yapma iradesini ortaya koyabilirse, 1982Anayasası vesayet rejiminin anayasa politiği olmaya mahkum edilerek tarihin arşivine terk edilebilir… Tarihin tekerleğini geri döndürmek mümkün değildir, ancak yavaşlatılabilir, zaman ilerledikçe aydınlanma ve “gerçeklerin” gün yüzüne çıkmasıyla “değişim” kaçınılmaz olacaktır. Türk toplumunun Cumhuriyetin 100. yılının eşiğinde edilgen ve ayrıştırıcı politikalara desteğini terk ederek “uzlaşma” sayfasını açması için 2023, tarihi bir “fırsat” olarak değerlendirilmelidir. 1982 Anayasası'nın oluşturduğu “tuzaklar”dan kurtularak, 2023 Anayasası ile özgürleşme, demokratikleşme ve bütünleşme için “uzlaşma” tercih edilmelidir.

Neden, niçin ve nasıl sorularının cevabı bu çalışmanın içinde sergilenmiştir…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat