Bu kitapta Doğu Karadeniz Bölgesi'nden önce Orta Asya steplerine arakasından Oş kırsallarına trenlerle sürgün edilen Doğu Karadeniz Türklerinin yol hikayesi ele alınmaktadır. Televizyona ilk çıktıklarında Türkiye'ye oldukça uzak bir coğrafyada Türkiye Türkçesiyle konuşan, horon oynayıp kemençe çalan, mutfaklarında karalahana sarmasının eksik olmadığı Karadenizli Türkleri görünce bizi gündelik hayatalarını ve sosyal değerlerini araştırma merakı sardı. Bir kez incelemeye başladığımızda ise Sovyet Rusya'nın Bolşevik Devrimi'nden sonra zamanla uygulamaya koyduğu sürgün politikalarına ulaştık. Literatürde bu alanlardaki Türkçe çalışmalarını eksikliğini hissetttiğimizden dolayı da çalışmayı sürgün sosyolojisi olarak temellendirmeyi doğru bulduk.
Bu kitapta Doğu Karadeniz Bölgesi'nden önce Orta Asya steplerine arakasından Oş kırsallarına trenlerle sürgün edilen Doğu Karadeniz Türklerinin yol hikayesi ele alınmaktadır. Televizyona ilk çıktıklarında Türkiye'ye oldukça uzak bir coğrafyada Türkiye Türkçesiyle konuşan, horon oynayıp kemençe çalan, mutfaklarında karalahana sarmasının eksik olmadığı Karadenizli Türkleri görünce bizi gündelik hayatalarını ve sosyal değerlerini araştırma merakı sardı. Bir kez incelemeye başladığımızda ise Sovyet Rusya'nın Bolşevik Devrimi'nden sonra zamanla uygulamaya koyduğu sürgün politikalarına ulaştık. Literatürde bu alanlardaki Türkçe çalışmalarını eksikliğini hissetttiğimizden dolayı da çalışmayı sürgün sosyolojisi olarak temellendirmeyi doğru bulduk.