Ay süt beyaz, lacivert bulutlar sıra sıra geçiyor önünden. Göz ucuyla bakıyorum onlara, gizli bir yarın var aramızda. Adımlarımı sıklaştırıp bulutların gölgesinde ilerliyorum. Yüküm omuzlarımı ezmeye dizlerimi titretmeye başlıyor. Poyraz çarpıyor bedenime, titremem artıyor. Soğuk, beynimin içinde dört dönüp beşincide şakaklarıma saplanıyor. Sokağa çıkma yasağı başlayalı dört saat olmuşi etrafta kimsecikler yok. Aya bakıyorum, soğuğa da beni geçen bulutlara da yasağa da yasağı koyanlara da bir güzel küfür savuruyorum. Sırtımdaki battaniyeyi başıma doğru çekmemle bağırıyor biri:
- Dur, eller yukarı!
Ay süt beyaz, lacivert bulutlar sıra sıra geçiyor önünden. Göz ucuyla bakıyorum onlara, gizli bir yarın var aramızda. Adımlarımı sıklaştırıp bulutların gölgesinde ilerliyorum. Yüküm omuzlarımı ezmeye dizlerimi titretmeye başlıyor. Poyraz çarpıyor bedenime, titremem artıyor. Soğuk, beynimin içinde dört dönüp beşincide şakaklarıma saplanıyor. Sokağa çıkma yasağı başlayalı dört saat olmuşi etrafta kimsecikler yok. Aya bakıyorum, soğuğa da beni geçen bulutlara da yasağa da yasağı koyanlara da bir güzel küfür savuruyorum. Sırtımdaki battaniyeyi başıma doğru çekmemle bağırıyor biri:
- Dur, eller yukarı!