Beden Sanatı Rembrandt ve Anatomi Dersleri

Stok Kodu:
9786055063627
Boyut:
14.00x21.00
Sayfa Sayısı:
437
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
55,00
46,75
9786055063627
435183
Beden Sanatı
Beden Sanatı Rembrandt ve Anatomi Dersleri
46.75

On altıncı yüzyıldan önce Batı'da insan kavramı, Aristo'nun beden ve ruhu ayrılmaz parçalar olarak gördüğü Galenik tıbbi metinlere dayalı bütünsel be­den sağlığı görüşünü içeriyordu. Batının düşünce sistemine dayalı soyağacında modern tıp, önce Vesalius'un anatomide, ardından Descartes'ın zihin-beden ikiliğinde bedeni fiziksel açıdan anlayabilme ola­sılığını bekledi. Descartes, derin düşüncelere daldığı monologlarında bedeni makina olarak görmese bile, mekanizmalara yöneldiğinde insan bedeni artık ma­kina gibi çalışmaya muktedirdi. Descartes ve Rembrandt'ın Amsterdam'da kesişen hayatları, felsefe ve sanatın da biraraya gelmesidir. Herkes Rembrandt'ın Hollandalı portre sanatçısı olduğunu, büyük çoğun­luk resimlerinde ışığı ve gölgeyi ustaca kullandığını, ama çok az kişi onun tıbbî yönteme dayalı öğreticilik doğasını kavramıştır. Rembrandt'ın ışık ve gölge di­yalektiği, zihin-beden ikiliğinde, anlatıma konu olması açısından, Descartes ile ortak olan hikaye­sinin yazgısıdır. Onun anatomi dersleri, sadece anla­mın güzelliğini vermez, modern tıbbın kökenlerini betimleyerek, Batının bir yöntem olarak çizgisel tarih perspektifinde ilerlemesine de katkıda bulunur.

Bu kitap, hastalıklara ilişkin bulguları, doktorların gösterdiğinden ve neyi gösteriyorsa onu söylemesin­den çok, bu işe sanatçıların öncülük ettiğini iddia eder. Ne var ki çoğu kez, insani bilgiye dayalı düşün­ce, kendi zamanımızın diğer zamanlardan daha çok “bilgi”yi içerdiğini söyleyen bir hatadan ibarettir. Bu, bilimde belki doğru olabilir, ama sanatta asla! O hal­de sanat, önceden olacakları her zaman sezinler, bi­lim ise sanatın sezdiğini zamanla kuramsallaştırır.

On altıncı yüzyıldan önce Batı'da insan kavramı, Aristo'nun beden ve ruhu ayrılmaz parçalar olarak gördüğü Galenik tıbbi metinlere dayalı bütünsel be­den sağlığı görüşünü içeriyordu. Batının düşünce sistemine dayalı soyağacında modern tıp, önce Vesalius'un anatomide, ardından Descartes'ın zihin-beden ikiliğinde bedeni fiziksel açıdan anlayabilme ola­sılığını bekledi. Descartes, derin düşüncelere daldığı monologlarında bedeni makina olarak görmese bile, mekanizmalara yöneldiğinde insan bedeni artık ma­kina gibi çalışmaya muktedirdi. Descartes ve Rembrandt'ın Amsterdam'da kesişen hayatları, felsefe ve sanatın da biraraya gelmesidir. Herkes Rembrandt'ın Hollandalı portre sanatçısı olduğunu, büyük çoğun­luk resimlerinde ışığı ve gölgeyi ustaca kullandığını, ama çok az kişi onun tıbbî yönteme dayalı öğreticilik doğasını kavramıştır. Rembrandt'ın ışık ve gölge di­yalektiği, zihin-beden ikiliğinde, anlatıma konu olması açısından, Descartes ile ortak olan hikaye­sinin yazgısıdır. Onun anatomi dersleri, sadece anla­mın güzelliğini vermez, modern tıbbın kökenlerini betimleyerek, Batının bir yöntem olarak çizgisel tarih perspektifinde ilerlemesine de katkıda bulunur.

Bu kitap, hastalıklara ilişkin bulguları, doktorların gösterdiğinden ve neyi gösteriyorsa onu söylemesin­den çok, bu işe sanatçıların öncülük ettiğini iddia eder. Ne var ki çoğu kez, insani bilgiye dayalı düşün­ce, kendi zamanımızın diğer zamanlardan daha çok “bilgi”yi içerdiğini söyleyen bir hatadan ibarettir. Bu, bilimde belki doğru olabilir, ama sanatta asla! O hal­de sanat, önceden olacakları her zaman sezinler, bi­lim ise sanatın sezdiğini zamanla kuramsallaştırır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat