Mahmur gözlerle takip etti yolları. Hızlı adımlarla ilerliyordu, arkasına bile bakmadan. Epey gecikmişti varacağı yere. En önemli dersinden imtihanı vardı. Terlemiş, vıcık vıcık olmuştu, sırtından aşağıya yuvarlanıyordu bulgur gibi terleri. Yollar tükenmezliğini ilan etmiş, sanki uzadıkça uzuyordu mesafe. Söyleniyordu: “Ben dünyada iki ayrı zamanda, iki kere öldüm. Bir onunla evlendiğimde bir de ondan ayrıldığımda. Evlendim cehenneme düştüm, ayrıldım cehennemin ta dibine düştüm. Onca sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyorum. Allah'ım yol göster bana. Âmin.”
Mahmur gözlerle takip etti yolları. Hızlı adımlarla ilerliyordu, arkasına bile bakmadan. Epey gecikmişti varacağı yere. En önemli dersinden imtihanı vardı. Terlemiş, vıcık vıcık olmuştu, sırtından aşağıya yuvarlanıyordu bulgur gibi terleri. Yollar tükenmezliğini ilan etmiş, sanki uzadıkça uzuyordu mesafe. Söyleniyordu: “Ben dünyada iki ayrı zamanda, iki kere öldüm. Bir onunla evlendiğimde bir de ondan ayrıldığımda. Evlendim cehenneme düştüm, ayrıldım cehennemin ta dibine düştüm. Onca sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyorum. Allah'ım yol göster bana. Âmin.”