Her insanın hayatında şu iki gün çok önemlidir: Rahimden kurtulup bencil olduğu gün ve bencillikten kurtulup özgür olduğu gün. Bu önemli günlerden birincisi herkes için geçerli fakat ikincisi yalnızca aydınlanmış insan için geçerlidir.
Yüz insanın yaptığını bir insan yapamaz ama gel de bunu bencillik içinde debelenen kişilere anlat – anlatamazsın. Neden acaba? Çünkü bencil insanın sosyolojik bir vizyonu yok. O, toplumsal açıdan körlüğe mahkûmdur çünkü başkalarıyla ilgilenmez sadece kendini düşünür.
Senin bedeninde bencillik bir saltanat kurar ve tahta oturur. Bencillik o tahttan sana emirler yağdırarak senin de bir taht edinmeni ister: Servet, şöhret, kudret vs. tahtı. İnsan bütün hayatını bu tahtlara oturmak için harcar ama sonuç olarak kendisini mezarda bulur. Ne hüzün dolu bir sonuç!
Şayet insan ölüm kokan tahtlardan inerse bencillik kendisi için kurduğu tahttan aşağı yuvarlanır ve bencilliksiz hâl gerçekleşir. Bu, gerçekten de bütün tahtlara değer çünkü bireye varoluşun bütün armağanlarını bahşeder.
Her insanın hayatında şu iki gün çok önemlidir: Rahimden kurtulup bencil olduğu gün ve bencillikten kurtulup özgür olduğu gün. Bu önemli günlerden birincisi herkes için geçerli fakat ikincisi yalnızca aydınlanmış insan için geçerlidir.
Yüz insanın yaptığını bir insan yapamaz ama gel de bunu bencillik içinde debelenen kişilere anlat – anlatamazsın. Neden acaba? Çünkü bencil insanın sosyolojik bir vizyonu yok. O, toplumsal açıdan körlüğe mahkûmdur çünkü başkalarıyla ilgilenmez sadece kendini düşünür.
Senin bedeninde bencillik bir saltanat kurar ve tahta oturur. Bencillik o tahttan sana emirler yağdırarak senin de bir taht edinmeni ister: Servet, şöhret, kudret vs. tahtı. İnsan bütün hayatını bu tahtlara oturmak için harcar ama sonuç olarak kendisini mezarda bulur. Ne hüzün dolu bir sonuç!
Şayet insan ölüm kokan tahtlardan inerse bencillik kendisi için kurduğu tahttan aşağı yuvarlanır ve bencilliksiz hâl gerçekleşir. Bu, gerçekten de bütün tahtlara değer çünkü bireye varoluşun bütün armağanlarını bahşeder.