"Kadınlar kucaklarından bebeklerini atıp ellerine keserleri aldılar. Erkekler karınlarını küreklerin saplarına verip konduların önünde durdular. Konduların birinin duvarını tekmeyle yıkan bir yıkımcı, topal bir kadından ilk darbeyi yedi. Kanlar içinde yere serildi. Yuvarlana yuvarlana ta dereye indi. Konducular topluca yıkımcıların üstüne atıldılar. Kuşlar kanat çırpıp bulutlara yukarı uçtu. Yıkıcımlar kazmalarını bırakıp dere aşağı kaçtılar." Berci Kristin Çöp Masalları, kentin kıyısında, geniş çöp sahaları ile sanayi bölgesi arasında kurulan bir gecekondu semtinin hikâyesidir. Geride bıraktıkları kırsal çevrenin gelenek ve alışkanlıkları ile büyük şehrin maddi olanakları arasında sıkışıp kalan insanların hayata ve kente tutunma mücadelesi. Bir yanda yoksulluğu aşmak için yoğun bir çaba, diğer yanda büyük şehrin getirdiği yozlaşma, yıpranma, boş inançlar, tutkular, özlemler... Latife Tekin manilerle, tekerlemelerle ördüğü, kendine has diliyle öyküsünü anlatırken, yoksulluğa, yabancılığa, sürgün edilmişliğe sahici ve içeriden bir bakışla yaklaşıyor. Bir gecede türeyen ve "alnında kara derin harflerle, fabrikalar, çöp ve rüzgâr yazılı" kondularda yaşananları, gerçekçi bir noktadan ve şefkatle anlatıyor. "Bu ‘cinli kız' Türkiye'de yaşayan insanların çok kalabalık bir kesiminden seçtiği kişilerin inançlarını, tutkularını, sevgilerini, boşinanlarını, sürekli didişmelerini anlatırken, neredeyse ülkemizdeki ‘akla aykırı' yaşama biçiminin nedenlerini de sergiliyor." Memet Fuat
"Kadınlar kucaklarından bebeklerini atıp ellerine keserleri aldılar. Erkekler karınlarını küreklerin saplarına verip konduların önünde durdular. Konduların birinin duvarını tekmeyle yıkan bir yıkımcı, topal bir kadından ilk darbeyi yedi. Kanlar içinde yere serildi. Yuvarlana yuvarlana ta dereye indi. Konducular topluca yıkımcıların üstüne atıldılar. Kuşlar kanat çırpıp bulutlara yukarı uçtu. Yıkıcımlar kazmalarını bırakıp dere aşağı kaçtılar." Berci Kristin Çöp Masalları, kentin kıyısında, geniş çöp sahaları ile sanayi bölgesi arasında kurulan bir gecekondu semtinin hikâyesidir. Geride bıraktıkları kırsal çevrenin gelenek ve alışkanlıkları ile büyük şehrin maddi olanakları arasında sıkışıp kalan insanların hayata ve kente tutunma mücadelesi. Bir yanda yoksulluğu aşmak için yoğun bir çaba, diğer yanda büyük şehrin getirdiği yozlaşma, yıpranma, boş inançlar, tutkular, özlemler... Latife Tekin manilerle, tekerlemelerle ördüğü, kendine has diliyle öyküsünü anlatırken, yoksulluğa, yabancılığa, sürgün edilmişliğe sahici ve içeriden bir bakışla yaklaşıyor. Bir gecede türeyen ve "alnında kara derin harflerle, fabrikalar, çöp ve rüzgâr yazılı" kondularda yaşananları, gerçekçi bir noktadan ve şefkatle anlatıyor. "Bu ‘cinli kız' Türkiye'de yaşayan insanların çok kalabalık bir kesiminden seçtiği kişilerin inançlarını, tutkularını, sevgilerini, boşinanlarını, sürekli didişmelerini anlatırken, neredeyse ülkemizdeki ‘akla aykırı' yaşama biçiminin nedenlerini de sergiliyor." Memet Fuat