Kosovalı yazar Yeton Neziray, bu yeni oyununda ülkesinde yaşanmış gerçek bir olayı sahneye taşıyor. Yaşanan, Priştina kentinde savaştan sonra başlayan inşaat çılgınlığına karşı direnen bir mimarın, şehircilik kurallarını dinlemeyen inşaat çeteleri tarafından öldürülmesi olayıdır...
“...Yeton Neziray, oyunlarını neredeyse bir imza gibi işaretleyen ironik, eleştirel ve şiirsel bir sese sahip. Kaynağını yazarın içini düğümleyen dertlerden, savaş sonrası Kosova'nın kanayan yaralarından alan bu ses, kimi zaman alaycı, ironik, taşlayıcı, kimi zaman göz kamaştırıcı bir şiirsellik yaratarak seyirciye bir direnç ve içgücü kazandırmaya çalışıyor. Sadece Kosova'nın değil, savaşın acımasızlığı, toplumsal ve siyasal yozlaşmanın gülünç karanlığı ve neoliberal tahakkümün hüküm sürdüğü her yerin hikâyesini anlatıyor seyirciye.” Eylem Ejder
Kosovalı yazar Yeton Neziray, bu yeni oyununda ülkesinde yaşanmış gerçek bir olayı sahneye taşıyor. Yaşanan, Priştina kentinde savaştan sonra başlayan inşaat çılgınlığına karşı direnen bir mimarın, şehircilik kurallarını dinlemeyen inşaat çeteleri tarafından öldürülmesi olayıdır...
“...Yeton Neziray, oyunlarını neredeyse bir imza gibi işaretleyen ironik, eleştirel ve şiirsel bir sese sahip. Kaynağını yazarın içini düğümleyen dertlerden, savaş sonrası Kosova'nın kanayan yaralarından alan bu ses, kimi zaman alaycı, ironik, taşlayıcı, kimi zaman göz kamaştırıcı bir şiirsellik yaratarak seyirciye bir direnç ve içgücü kazandırmaya çalışıyor. Sadece Kosova'nın değil, savaşın acımasızlığı, toplumsal ve siyasal yozlaşmanın gülünç karanlığı ve neoliberal tahakkümün hüküm sürdüğü her yerin hikâyesini anlatıyor seyirciye.” Eylem Ejder