Beşiktaş'ın Gizli Tarihi Bu Ne Sevgi Ah Bu Ne Izdırap

Stok Kodu:
9786056927485
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
230
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
28,00
21,00
9786056927485
685075
Beşiktaş'ın Gizli Tarihi
Beşiktaş'ın Gizli Tarihi Bu Ne Sevgi Ah Bu Ne Izdırap
21.00

Hatırlıyorum. Hatırlamak, illâ unutulan bir şeyin ansızın hafızayı istila etmesi midir, yoksa hiç unutulmayan şeyler de hatırlamaya dahil midir? Ben İstanbul'u hiç unutmadım ve hep hatırlıyorum. Ayçiçeklerimi, sapanımı ve kızağımı, Topağacı'nda uçurulan devasa uçurtmaların belimize bağlandığını ve bizi de uçurduğunu, altın ayvasını ve Sultan Selim incirini, bir yaz ikindisinin müsekkin huzurunu, beygirlerin ahırda sürekli kendileriyle konuşur gibi çıkardıkları homurtuyu, Dabi'nin boncuklu koşumlarını, Dabi'nin terkisinde Dolmabahçe'den tırıs geçmeyi, kopillerle ilk kez binilen Ada vapurunu, Hapçı Neco'nun benim floryaya bakıp “Moruk bu florya ne biçim florya, 60 sayı mı yapıyor, kaç makara çekiyor?” deyişini, tüm desenlerime ve tornada çektiğim her forma hâkim olmuş balıkları ve tekmil deniz canlılarını, 9'uncuyu, cıgaradan çekilen ilk nefesin telaşlı neşesini, sinemaların kesif duman altı atmosferini ve perdede elinde barbunlarla arz-ı endam eden Marcellocuğumu hatırlar gibi, hatırlıyorum.

Hatırlıyorum. Hatırlamak, illâ unutulan bir şeyin ansızın hafızayı istila etmesi midir, yoksa hiç unutulmayan şeyler de hatırlamaya dahil midir? Ben İstanbul'u hiç unutmadım ve hep hatırlıyorum. Ayçiçeklerimi, sapanımı ve kızağımı, Topağacı'nda uçurulan devasa uçurtmaların belimize bağlandığını ve bizi de uçurduğunu, altın ayvasını ve Sultan Selim incirini, bir yaz ikindisinin müsekkin huzurunu, beygirlerin ahırda sürekli kendileriyle konuşur gibi çıkardıkları homurtuyu, Dabi'nin boncuklu koşumlarını, Dabi'nin terkisinde Dolmabahçe'den tırıs geçmeyi, kopillerle ilk kez binilen Ada vapurunu, Hapçı Neco'nun benim floryaya bakıp “Moruk bu florya ne biçim florya, 60 sayı mı yapıyor, kaç makara çekiyor?” deyişini, tüm desenlerime ve tornada çektiğim her forma hâkim olmuş balıkları ve tekmil deniz canlılarını, 9'uncuyu, cıgaradan çekilen ilk nefesin telaşlı neşesini, sinemaların kesif duman altı atmosferini ve perdede elinde barbunlarla arz-ı endam eden Marcellocuğumu hatırlar gibi, hatırlıyorum.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat