1980'li yıllar 'iktisadi aklın' rönesans yıllarıdır! Neo-liberalizmin vatanı Amerika'nın öncülüğünü yaptığı 'eşitlik yerine özgürlük' sloganının, aslında şirketler için 'ticari ifade özgürlüğü'nden başka bir şey olmadığı ortaya çıkmış, kutsallaştırılmış bir kavram olan 'piyasa' bireysel ve kolektif hayata sızarak, demokrasi ve özgürlüğün gündelik hayattaki yaşanma alanlarını tahrip etmiştir. 'Yükselen değerler'in en gözde mesleği olan reklamcılık, 'seçkin', 'bireyci' girişimcilerinin, bütün dünyayı işgal eden gazeteleri, pembe dizileri, yarışma programlarını, uydu yayınlarını 'becerikli' bir biçimde kullanması sayesinde dünyayı tek bir imge pazarına dönüştürmüş, cilalı ürünlerin satılması için beyinlerin standartlaşmasını, iğfale uygun hale gelmesini sağlamıştır.
1980'li yıllar 'iktisadi aklın' rönesans yıllarıdır! Neo-liberalizmin vatanı Amerika'nın öncülüğünü yaptığı 'eşitlik yerine özgürlük' sloganının, aslında şirketler için 'ticari ifade özgürlüğü'nden başka bir şey olmadığı ortaya çıkmış, kutsallaştırılmış bir kavram olan 'piyasa' bireysel ve kolektif hayata sızarak, demokrasi ve özgürlüğün gündelik hayattaki yaşanma alanlarını tahrip etmiştir. 'Yükselen değerler'in en gözde mesleği olan reklamcılık, 'seçkin', 'bireyci' girişimcilerinin, bütün dünyayı işgal eden gazeteleri, pembe dizileri, yarışma programlarını, uydu yayınlarını 'becerikli' bir biçimde kullanması sayesinde dünyayı tek bir imge pazarına dönüştürmüş, cilalı ürünlerin satılması için beyinlerin standartlaşmasını, iğfale uygun hale gelmesini sağlamıştır.