Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Batılı devletlerin siyasi ve iktisadi etkilerinin en yoğun hissedildiği yerlerin başında hiç kuşkusuz Lübnan gelir. Lübnan bu dönemlerde fikri ve siyasi açıdan son derece canlı bir merkez konumundadır.1868-1938 yılları arasında yaşamış olan Selim Ali Selâm, Beyrut şehreminiliği ve Osmanlı Meclis-i Mebusan azalığı yapmış bir siyasetçi, iş adamı ve entelektüeldir. Bir Arap aydını olarak Selim Ali Selam'ın mücadelesi ve düşünceleri, yaşadığı dönemde, özelde Lübnan, genelde Arap coğrafyasındaki yönelişler hakkında muhatabının ufkunu açmaktadır.Selim Ali Selam'ın bir Fransız yetkiliye söyledikleri şu sözler dönemin Lübnanlı Arap önderlerinin tavrını ve psikolojisini özetler mahiyettedir:"Ülkemizin gidişatı hakkındaki hakiki his ve düşüncelerimizi anlamanız bizim için önemlidir. Bizler adem-i merkeziyetçiliği ve elimizden alınmış olan haklarımızı talep ediyor olsak da, yüce halifemiz emiru'l-müminin hazretlerinin saltanatına sıkı sıkıya bağlıyızdır. Onun hâkimiyetinden ayrılmak ve sizin korumanızı talep ederek ülkemize gelmenizi istemek aklımızın ucundan bile geçmez..."
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Batılı devletlerin siyasi ve iktisadi etkilerinin en yoğun hissedildiği yerlerin başında hiç kuşkusuz Lübnan gelir. Lübnan bu dönemlerde fikri ve siyasi açıdan son derece canlı bir merkez konumundadır.1868-1938 yılları arasında yaşamış olan Selim Ali Selâm, Beyrut şehreminiliği ve Osmanlı Meclis-i Mebusan azalığı yapmış bir siyasetçi, iş adamı ve entelektüeldir. Bir Arap aydını olarak Selim Ali Selam'ın mücadelesi ve düşünceleri, yaşadığı dönemde, özelde Lübnan, genelde Arap coğrafyasındaki yönelişler hakkında muhatabının ufkunu açmaktadır.Selim Ali Selam'ın bir Fransız yetkiliye söyledikleri şu sözler dönemin Lübnanlı Arap önderlerinin tavrını ve psikolojisini özetler mahiyettedir:"Ülkemizin gidişatı hakkındaki hakiki his ve düşüncelerimizi anlamanız bizim için önemlidir. Bizler adem-i merkeziyetçiliği ve elimizden alınmış olan haklarımızı talep ediyor olsak da, yüce halifemiz emiru'l-müminin hazretlerinin saltanatına sıkı sıkıya bağlıyızdır. Onun hâkimiyetinden ayrılmak ve sizin korumanızı talep ederek ülkemize gelmenizi istemek aklımızın ucundan bile geçmez..."