Bibi Sana, ömrünün baharında bir felakete uğrayarak koltuk değneklerine mahkûm olan, bu nedenle yaşama ümidini kaybeden ancak ailesinin sonsuz sevgisi, desteği sayesinde yeniden gelecek hayalleri kurmaya başlayan ve hayata tutunan güzeller güzeli bir genç kızın hikâyesi...
Bibigül İmamgazina bize, gelecekten beklentisi kalmayan, “yaşamak” ve “ölmek” arasında gidip gelerek uçurumun kıyısında duran engelli bir genç kızın adeta boşluğa tutunarak hayata dönebileceğini, hayatın manasını yeniden idrak edebileceğini ve kendisi gibi nice ümitsiz insanı, ümitsizliğin karanlık kuyusundan aydınlığa çıkarabileceğini gösteriyor...
Yazar, gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkarak kurguladığı bu biyografik romanda, Bibi Sana'nın hayat ile mücadelesini anlatırken Sovyet toplumunun, özellikle de Sovyet Kazakistan'ının, siyasî, ekonomik, sosyal ve kültürel manzarasını da çiziyor...
Bibi Sana, ömrünün baharında bir felakete uğrayarak koltuk değneklerine mahkûm olan, bu nedenle yaşama ümidini kaybeden ancak ailesinin sonsuz sevgisi, desteği sayesinde yeniden gelecek hayalleri kurmaya başlayan ve hayata tutunan güzeller güzeli bir genç kızın hikâyesi...
Bibigül İmamgazina bize, gelecekten beklentisi kalmayan, “yaşamak” ve “ölmek” arasında gidip gelerek uçurumun kıyısında duran engelli bir genç kızın adeta boşluğa tutunarak hayata dönebileceğini, hayatın manasını yeniden idrak edebileceğini ve kendisi gibi nice ümitsiz insanı, ümitsizliğin karanlık kuyusundan aydınlığa çıkarabileceğini gösteriyor...
Yazar, gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkarak kurguladığı bu biyografik romanda, Bibi Sana'nın hayat ile mücadelesini anlatırken Sovyet toplumunun, özellikle de Sovyet Kazakistan'ının, siyasî, ekonomik, sosyal ve kültürel manzarasını da çiziyor...