Bikâî, “Tenbîhü'l-ğabî li tekfîr-i İbn Arabî” adıyla telif ettiği kitabında İbn Arabî'yi özellikle Fusûsü'l-hikem'deki görüşleri çerçevesinde eleştirir. Ancak eleştirilerini, naslara dayandırması yanında diğer birçok İslâm âlimlerinin İbn Arabî hakkındaki görüşleriyle temellendirir. Eleştirilerine temel teşkil eden söz konusu âlimlere âit görüşleri konu başlıkları altında, kaynaklarını da zikrederek ayrıntılı şekilde vermektedir. Bikâî'nin zikrettiği kaynaklara ulaşamadığımı ve bunun belki ileride telafi edilebilecek bir eksiklik olduğunu itiraf etmeliyim.
Bikâî'nin eleştirilerini destekleyen önemli bir husus da, Fusûs'ta geçen âyetlerin İbn Arabî tarafından dirayet ve rivayet usüllerine uymayan, hattâ işârî tefsir sınırlarını aşan garip tevillerini, Bikâî'nin “Nazmü'd-dürer”indeki tefsirleri ile zaman zaman karşılaştırdık. Bikâî bu âyetlerin tefsirinde adını anmaksızın İbn Arabî'ye sert eleştiriler yöneltip onun zındık olduğunu açıkça ifade eder. Bikâî'nin âyetlere bakış açısı ve tefsir yöntemi, ilahî vahiy olan kelamı anlama çabasıdır. İbn Arabî'nin yorumunda ise, kendi felsefesini destekleyen yöntemle âdeta inen âyetleri unuttururcasına vahye yabancı bir atmosfer yaratır! Öyle ki, artık onun yorumunda Kur'ân, Hz. Peygamber'e inen vahiy olmaktan çıkıverir!
Bikâî, “Tenbîhü'l-ğabî li tekfîr-i İbn Arabî” adıyla telif ettiği kitabında İbn Arabî'yi özellikle Fusûsü'l-hikem'deki görüşleri çerçevesinde eleştirir. Ancak eleştirilerini, naslara dayandırması yanında diğer birçok İslâm âlimlerinin İbn Arabî hakkındaki görüşleriyle temellendirir. Eleştirilerine temel teşkil eden söz konusu âlimlere âit görüşleri konu başlıkları altında, kaynaklarını da zikrederek ayrıntılı şekilde vermektedir. Bikâî'nin zikrettiği kaynaklara ulaşamadığımı ve bunun belki ileride telafi edilebilecek bir eksiklik olduğunu itiraf etmeliyim.
Bikâî'nin eleştirilerini destekleyen önemli bir husus da, Fusûs'ta geçen âyetlerin İbn Arabî tarafından dirayet ve rivayet usüllerine uymayan, hattâ işârî tefsir sınırlarını aşan garip tevillerini, Bikâî'nin “Nazmü'd-dürer”indeki tefsirleri ile zaman zaman karşılaştırdık. Bikâî bu âyetlerin tefsirinde adını anmaksızın İbn Arabî'ye sert eleştiriler yöneltip onun zındık olduğunu açıkça ifade eder. Bikâî'nin âyetlere bakış açısı ve tefsir yöntemi, ilahî vahiy olan kelamı anlama çabasıdır. İbn Arabî'nin yorumunda ise, kendi felsefesini destekleyen yöntemle âdeta inen âyetleri unuttururcasına vahye yabancı bir atmosfer yaratır! Öyle ki, artık onun yorumunda Kur'ân, Hz. Peygamber'e inen vahiy olmaktan çıkıverir!