“Hafif, çok hafif bir müzik sesi ve saçlarımı okşayan bir bahar esintisi beni, kendi köyümün üzerindeki, Sümbüllü Tepe'nin Batı yamacında bulunan, Kesik Pınar'ın yanı başına taşıdı. Kar sularıyla beslenen pınarın suyunda, karın taze kokusu ve soğukluğu vardı. Her zaman da soğukluğunu korurdu.
Çeşmenin suyundan avuçlar dolusu içtim. Üşüyen ellerimi, ılık nefesimle ısıttım. Pınar çevresinde bulunan yaban nanesinden bir demet yaparak, yamaçtan aşağı yürüdüm. Tuttuğum patika yol, karların terk ettiği yamaç boyunca uzanıyordu.”
Uzun yıllar içinde yaşattığı yazma tutkusunu, Bilek Güreşçisi adlı kısa öykülerden oluşan kitabıyla gerçekleştiren yazar, gerek kurgu, gerekse üslubuyla elinizden bırakamayacağınız, tek solukta okuyacağınız bir dünya sunmaktadır okuyucuya…
“Hafif, çok hafif bir müzik sesi ve saçlarımı okşayan bir bahar esintisi beni, kendi köyümün üzerindeki, Sümbüllü Tepe'nin Batı yamacında bulunan, Kesik Pınar'ın yanı başına taşıdı. Kar sularıyla beslenen pınarın suyunda, karın taze kokusu ve soğukluğu vardı. Her zaman da soğukluğunu korurdu.
Çeşmenin suyundan avuçlar dolusu içtim. Üşüyen ellerimi, ılık nefesimle ısıttım. Pınar çevresinde bulunan yaban nanesinden bir demet yaparak, yamaçtan aşağı yürüdüm. Tuttuğum patika yol, karların terk ettiği yamaç boyunca uzanıyordu.”
Uzun yıllar içinde yaşattığı yazma tutkusunu, Bilek Güreşçisi adlı kısa öykülerden oluşan kitabıyla gerçekleştiren yazar, gerek kurgu, gerekse üslubuyla elinizden bırakamayacağınız, tek solukta okuyacağınız bir dünya sunmaktadır okuyucuya…