“Bu olağanüstü şaheserde Peter Burke, 1750'den itibaren bilginin batıdaki tarihinin büyük bir resmini çıkartıyor. Pek çok türden genel olgu ve veriyi kapsayan sentez yeteneği, bilgi tarihindeki eğilimler kadar karşıt eğilimleri de inceliyor ve çok sayıda yerden, akademik alandan ve resmi belgeden gelen örnekleri zengin bir anlatıya dönüştürüyor.” (Prof. Dr. Ann Blair / Harvard Üniversitesi)
“Âlimliğin rahatlığıyla yazılan Bilginin Toplumsal Tarihi 2, hem günümüz bilgi çağı hakkında kışkırtıcı bir deneme hem de onun uçsuz bucaksız topraklarının yeni bir haritası. Agrokimyadan zoolojiye, parmak izinden dosya dolaplarına kadar ansiklopedik, ilgi çekici ve keyifli bir okuma.” (Prof. Dr. Daniel Rosenberg / Oregon Üniversitesi)
Bilgi tarihi ve bilgiyi üretmenin yöntemlerine dair çağlar boyunca epeyce kafa yorulduğu biliniyor. Fakat yüzlerce yıllık deneyim ve tartışma sonunda ulaşılmış olan sonuçların, günümüzde bilgi toplumu diye adlandırılan süreçte, kabaca son yirmi yıldır çatladığı ve değiştiği izleniyor. Çok açıktır ki bilgi derleme, tasnif, depolama, araştırma, bilgiye ulaşım ve sunma hakkındaki öğrendiklerimiz dijital teknolojiye bağlı olarak artık neredeyse kullanımdan düştü sayılır.
Bilgiye erişim bakımından insanın kavrayışını zorlayan hız konusunda ise Ansiklopedi çağının başındakinden daha derin bir kırılma süreci yaşanıyor. Üstelik günümüzde yaşanan değişimin sonuçlarını görebilmek için ansiklopedi çağındaki kadar uzun süre beklemek de gerekmiyor. Diğer taraftan bilgi teknolojisindeki akıl almaz buluşlar ve bunun avuç içine sığabilen aletlere uygulanması nedeniyle, bilgiye ulaşma ve bilgi üretimi konusundaki kabul edilmiş çalışma metotları, köklü bir şekilde çok başka bir kalıba dökülüyor. Aynı zamanda, bir saniye daha fazla beklemeye tahammülü olmama beklentisiyle donanmış sıradan kullanıcılar ve yeni araştırmacı tipi, eskinin derviş sabrıyla donanmış müdekkikleriyle zorunlu olarak replace ediliyor.
Burke, daha önce birinci cildi Gutenberg'den Diderot'ya Bilginin Toplumsal Tarihi 1 adıyla yayımlanan önemli çalışmasının ikinci cildinde bütün bu süreci gözler önüne seriyor. İkinci cildin alt başlığından anlaşılacağı üzere, Encyclopédie'den Wikipedia'ya kadar gerçekleşmiş olan değişiklikler hakkında genel bir yorum sunuyor.
Burke, kitapta incelediği bilgi üretimi, bilgiye ulaşım, onu yayma ve bilgi üzerine çalışma koşullarındaki değişimi tartışırken, konuları milli yandaşlıklardan veya bilimsel disiplin taraftarlığından kaçınarak karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele almayı beceriyor. Epistemoloji ve uygulanmasına dair sonuçları kavrayan bir sentez yaratmaya çalışan Burke, toplumsal tarih ve bilgi nedir soruları etrafında bir kavramın, bilgi'nin toplumsal tarihini inşa ediyor. Bütün bu macera sırasında yeni koşullardan hareketle, eski yaklaşımlar ve çalışma yöntemleri hakkında gedikler açmayı başarıyor ve okuyucuya da yeniden düşünme olanağı sağlıyor.
“Bu olağanüstü şaheserde Peter Burke, 1750'den itibaren bilginin batıdaki tarihinin büyük bir resmini çıkartıyor. Pek çok türden genel olgu ve veriyi kapsayan sentez yeteneği, bilgi tarihindeki eğilimler kadar karşıt eğilimleri de inceliyor ve çok sayıda yerden, akademik alandan ve resmi belgeden gelen örnekleri zengin bir anlatıya dönüştürüyor.” (Prof. Dr. Ann Blair / Harvard Üniversitesi)
“Âlimliğin rahatlığıyla yazılan Bilginin Toplumsal Tarihi 2, hem günümüz bilgi çağı hakkında kışkırtıcı bir deneme hem de onun uçsuz bucaksız topraklarının yeni bir haritası. Agrokimyadan zoolojiye, parmak izinden dosya dolaplarına kadar ansiklopedik, ilgi çekici ve keyifli bir okuma.” (Prof. Dr. Daniel Rosenberg / Oregon Üniversitesi)
Bilgi tarihi ve bilgiyi üretmenin yöntemlerine dair çağlar boyunca epeyce kafa yorulduğu biliniyor. Fakat yüzlerce yıllık deneyim ve tartışma sonunda ulaşılmış olan sonuçların, günümüzde bilgi toplumu diye adlandırılan süreçte, kabaca son yirmi yıldır çatladığı ve değiştiği izleniyor. Çok açıktır ki bilgi derleme, tasnif, depolama, araştırma, bilgiye ulaşım ve sunma hakkındaki öğrendiklerimiz dijital teknolojiye bağlı olarak artık neredeyse kullanımdan düştü sayılır.
Bilgiye erişim bakımından insanın kavrayışını zorlayan hız konusunda ise Ansiklopedi çağının başındakinden daha derin bir kırılma süreci yaşanıyor. Üstelik günümüzde yaşanan değişimin sonuçlarını görebilmek için ansiklopedi çağındaki kadar uzun süre beklemek de gerekmiyor. Diğer taraftan bilgi teknolojisindeki akıl almaz buluşlar ve bunun avuç içine sığabilen aletlere uygulanması nedeniyle, bilgiye ulaşma ve bilgi üretimi konusundaki kabul edilmiş çalışma metotları, köklü bir şekilde çok başka bir kalıba dökülüyor. Aynı zamanda, bir saniye daha fazla beklemeye tahammülü olmama beklentisiyle donanmış sıradan kullanıcılar ve yeni araştırmacı tipi, eskinin derviş sabrıyla donanmış müdekkikleriyle zorunlu olarak replace ediliyor.
Burke, daha önce birinci cildi Gutenberg'den Diderot'ya Bilginin Toplumsal Tarihi 1 adıyla yayımlanan önemli çalışmasının ikinci cildinde bütün bu süreci gözler önüne seriyor. İkinci cildin alt başlığından anlaşılacağı üzere, Encyclopédie'den Wikipedia'ya kadar gerçekleşmiş olan değişiklikler hakkında genel bir yorum sunuyor.
Burke, kitapta incelediği bilgi üretimi, bilgiye ulaşım, onu yayma ve bilgi üzerine çalışma koşullarındaki değişimi tartışırken, konuları milli yandaşlıklardan veya bilimsel disiplin taraftarlığından kaçınarak karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele almayı beceriyor. Epistemoloji ve uygulanmasına dair sonuçları kavrayan bir sentez yaratmaya çalışan Burke, toplumsal tarih ve bilgi nedir soruları etrafında bir kavramın, bilgi'nin toplumsal tarihini inşa ediyor. Bütün bu macera sırasında yeni koşullardan hareketle, eski yaklaşımlar ve çalışma yöntemleri hakkında gedikler açmayı başarıyor ve okuyucuya da yeniden düşünme olanağı sağlıyor.