Modern Batı'da olduğu gibi Türkiye'de de bilim hakkındaki egemen ya da Ortodoks görüş ''özcülük'' ten muzdariptir. Özcü bilim görüşü, bilimin, bilimi bilim yapan ve onu diğer insani faaliyetlerden ve kurumlardan ayrıcalıklı kılan bir özünün bulunduğunu düşünür. Bir öz ya daide olarak bilim objektif/nesnel ve dolayısıyla insani ve sosyal faktörlerce çarpıtılmamış/kirletilmemiş saf ya da nötr bilgiyi temsil eder. Elinizdeki kitapta Steve Woolgar bu ''beyaz mitolojisi''nin etkili bir eleştirisini sunuyor. Bilimde diğer insani aktivite ve kurumlar gibi sosyal konteksti içinde ele alınmalıdır. Bilim ve bilimsel bilgi sosyal unsurlardan, sözün gelişi ekonomiden, tarihten, dilden ve insani değerlerden tecrit edilemez. Woolgar bu çalışmasında, yalnızca felsefede ve sosyal bilimlerde yaygın ortodoks özcü bilim görüşünü eleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bilimi nasıl anlamamız gerektiğine ilişkin yeni bir bakışın ipuçlarını da sunuyor.
Modern Batı'da olduğu gibi Türkiye'de de bilim hakkındaki egemen ya da Ortodoks görüş ''özcülük'' ten muzdariptir. Özcü bilim görüşü, bilimin, bilimi bilim yapan ve onu diğer insani faaliyetlerden ve kurumlardan ayrıcalıklı kılan bir özünün bulunduğunu düşünür. Bir öz ya daide olarak bilim objektif/nesnel ve dolayısıyla insani ve sosyal faktörlerce çarpıtılmamış/kirletilmemiş saf ya da nötr bilgiyi temsil eder. Elinizdeki kitapta Steve Woolgar bu ''beyaz mitolojisi''nin etkili bir eleştirisini sunuyor. Bilimde diğer insani aktivite ve kurumlar gibi sosyal konteksti içinde ele alınmalıdır. Bilim ve bilimsel bilgi sosyal unsurlardan, sözün gelişi ekonomiden, tarihten, dilden ve insani değerlerden tecrit edilemez. Woolgar bu çalışmasında, yalnızca felsefede ve sosyal bilimlerde yaygın ortodoks özcü bilim görüşünü eleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bilimi nasıl anlamamız gerektiğine ilişkin yeni bir bakışın ipuçlarını da sunuyor.