"Ölen insanın kıyameti kopar" Hz. Muhammed Mustafâ s.a.v., Bu hadise göre insanın dünyası yıkılır, madde alemindeki görüntüler yerini iç boyuttaki gerçeklere bırakır. Kuran bu duruma: "O gün yeryüzü bir başka yere, gökler, başka göklere çevrilecek" (İbrahim sûresi, 14.), "İşte orada herkes dünyada yapmış olduğuyla imtihan verir, uydurdukları putlar da kaybolmuştur" (Yunus sûresi, 30.) demektedir. Sonra da bunu: "Ey insanlar! Allah'ın verdiği söz şüphesiz gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah'ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın" diyerek açıklar. (Fâtır sûresi, 5.âyet).
"İblis" insanları kandırmak için RABB'inden izin almıştır. Kuran: "İblis: "Rabbim! Öyle ise insanların kabirlerinden kaldırılacakları güne (kıyamete) kadar bana mühlet ver" dedi. "Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin." "Allah katında bilinen vaktin gününe kadar..." "İblis: "Rabbim! Beni saptırdığın için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım" der. (Hicr sûresi, 36."39.) İşte bu ilâhi tiyatro dünya sahnesinde oynanırken, "Allah katında bilinen vaktin günü", insanın ölümü, yani kıyametinin kop "Kıyamet" insanın iç yüzünün dışa çıkması anlamında olup karşısına çıkan gerçekler ise onu gösteren aynasıdır. Ölmeden evvel gideceğin yerin durumunu ani; için hiç olmazsa 'kâlb gözünü aralamak' için çalışman gerekir.
Bu çalışmanın şekil itibari ile yapmacık dış yüz eylemleriyle hiçbir alâkası yoktur. Her eylemin sâf, içtenlikle pozitif olmalıdır; zira herkesi kandırabilirsin, ancak içinde saklı özün olan ilâhi "Rûh"unu hiçbir kimse kandıramaz. Bu gerçeğe Kurân'da: "Şüphesiz Rabb'in gözetleme yerindedir/Kuşkusuz Rabb'in her an gözetlemektedir" (Fecr sûresi, 14.) diyerek işaret eder. Rabb'in insandaki gözetleme yeri "Kâlb gözü", diğer adı ile "Fuâd"dır. Bu sebeple insanın göklere dönerek, ellerini kaldırarak aradığı Rabb'i aslında içinde ona: "Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisin 3 fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız." (Kaf sûresi, 16. ayet) diyerek yerini söylemektedir.
"Ölen insanın kıyameti kopar" Hz. Muhammed Mustafâ s.a.v., Bu hadise göre insanın dünyası yıkılır, madde alemindeki görüntüler yerini iç boyuttaki gerçeklere bırakır. Kuran bu duruma: "O gün yeryüzü bir başka yere, gökler, başka göklere çevrilecek" (İbrahim sûresi, 14.), "İşte orada herkes dünyada yapmış olduğuyla imtihan verir, uydurdukları putlar da kaybolmuştur" (Yunus sûresi, 30.) demektedir. Sonra da bunu: "Ey insanlar! Allah'ın verdiği söz şüphesiz gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah'ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın" diyerek açıklar. (Fâtır sûresi, 5.âyet).
"İblis" insanları kandırmak için RABB'inden izin almıştır. Kuran: "İblis: "Rabbim! Öyle ise insanların kabirlerinden kaldırılacakları güne (kıyamete) kadar bana mühlet ver" dedi. "Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin." "Allah katında bilinen vaktin gününe kadar..." "İblis: "Rabbim! Beni saptırdığın için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım" der. (Hicr sûresi, 36."39.) İşte bu ilâhi tiyatro dünya sahnesinde oynanırken, "Allah katında bilinen vaktin günü", insanın ölümü, yani kıyametinin kop "Kıyamet" insanın iç yüzünün dışa çıkması anlamında olup karşısına çıkan gerçekler ise onu gösteren aynasıdır. Ölmeden evvel gideceğin yerin durumunu ani; için hiç olmazsa 'kâlb gözünü aralamak' için çalışman gerekir.
Bu çalışmanın şekil itibari ile yapmacık dış yüz eylemleriyle hiçbir alâkası yoktur. Her eylemin sâf, içtenlikle pozitif olmalıdır; zira herkesi kandırabilirsin, ancak içinde saklı özün olan ilâhi "Rûh"unu hiçbir kimse kandıramaz. Bu gerçeğe Kurân'da: "Şüphesiz Rabb'in gözetleme yerindedir/Kuşkusuz Rabb'in her an gözetlemektedir" (Fecr sûresi, 14.) diyerek işaret eder. Rabb'in insandaki gözetleme yeri "Kâlb gözü", diğer adı ile "Fuâd"dır. Bu sebeple insanın göklere dönerek, ellerini kaldırarak aradığı Rabb'i aslında içinde ona: "Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisin 3 fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız." (Kaf sûresi, 16. ayet) diyerek yerini söylemektedir.