Bin Kalıplılar Doğu Perinçek ve PDA Avanesi'nin İhanete Karmış Hazin Siyasi Serüvenine Dair...

Stok Kodu:
9789757346685
Boyut:
16.00x24.00
Sayfa Sayısı:
617
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
33,00
28,05
9789757346685
630172
Bin Kalıplılar
Bin Kalıplılar Doğu Perinçek ve PDA Avanesi'nin İhanete Karmış Hazin Siyasi Serüvenine Dair...
28.05

Peki, Sovyetler Birliği tehdidini manyaklık düzeyinde heyulalaştırarak politikasının en temel unsuru yapan kimdi, yoldaşlar?

Önceki yazılarımızdan jatırlayacaksınız; kaplan ve kurt masallarıyla bu "tehdidi" popülarize eden kim Türkiye'de?

Bu "tehdit" karşısında Amerika'yı "Barış Cephesi" içinde göstererek müttefik olarak niteleyen kim?

"Sovyet tehdidi"ne karşı "Avrupa Ordusunun da güçlendirilmesi gerektiğini" savunan kim?

Ve de hatta bu "tehdide karşı" ABD'nin NATO'sunu, Süper NATO'sunu, Kontrgerilla'sını, onun ürünü olan 12 Eylül Faşist Diktatörlüğünü ve tüm bunların ardından ABD'nin Nötron Bombasını savunan kim?

Bu Bin Kalıplılar Dergahı, değil mi?

İşte Kıvılcımlı Usta'mız onların Sovyetler Birliği ve Sosyalist Kamp'a, mazlum dünya halklarına ettikleri bu ihanetten ve dünyanın baş emperyalist haydut devleti ABD'nin tezlerini birebir savunduğu için bunların yapıp ettiğini "CIA Sosyalizm" olarak değerlendiriyor. Tabii çok yerinde olarak, haklı olarak.

Çünkü bunlar devrimci halk ozanımız Aşık İhsani'nin bir dizesindeki söyleyişle tam 16 yıl boyunca "Türk Yurdu üstünde kahpe düşmanın ağzıyla öt"müşlerdir.

Demek ki yoldaşlar, biz bunları CIA Sosyalizmi olarak etiketlemekle onlara ne haksızlık etmişiz ne de hakaret. Onları gerçek kimlikleriyle adlandırmışız, nitelendirmişiz...

Biz, 1969'dan bu yana D. Perinçek ve PDA Avanesinin söyleyip savunduklarının hep tam karşısında olduk.

Adamda halkımızın deyişiyle her yol var. Başta türlü dersek; her yol mubah... Onun bütün derdi, kendi deyişleriyle, "Büyük Güçler Platformuna çıkmak." İşet onu başarabilmek için de duruma ve şartlara göre görüş oluşturmak yani bir kalıptan çıkıp bir kalıba girmek...

Bu adam ve avanesi için tutarlılıkmış, siyasi ahlakmış, vicdanmış, insani değerlermiş hiçbir önem taşımaz. Boş şeyler onlara göre bütün bu saydıklarımız.

E, sonuçta onlarınki de bir seçim. Ne yapabilirsiniz ki?..

Biz, onur yaşamdan önemlidir. İnsan şerefi için yaşar diyoruz. Onlarsa "Büyük Güçler Platformuna çıkmak", diyorlar. Yazık! Ne diyelim başka?.. Hep dediğimiz gibi, insanız tabii; akılla birlikte duygu varlığıyız da... Bu sebepten kızıyoruz onlara zaman zaman da, aslında acınacak yaratıklar bunlar.

İnsan olarak doğmuşlar, sonra da kendi iradeleriyle insanlıktan vazgeçmişler...

Peki, Sovyetler Birliği tehdidini manyaklık düzeyinde heyulalaştırarak politikasının en temel unsuru yapan kimdi, yoldaşlar?

Önceki yazılarımızdan jatırlayacaksınız; kaplan ve kurt masallarıyla bu "tehdidi" popülarize eden kim Türkiye'de?

Bu "tehdit" karşısında Amerika'yı "Barış Cephesi" içinde göstererek müttefik olarak niteleyen kim?

"Sovyet tehdidi"ne karşı "Avrupa Ordusunun da güçlendirilmesi gerektiğini" savunan kim?

Ve de hatta bu "tehdide karşı" ABD'nin NATO'sunu, Süper NATO'sunu, Kontrgerilla'sını, onun ürünü olan 12 Eylül Faşist Diktatörlüğünü ve tüm bunların ardından ABD'nin Nötron Bombasını savunan kim?

Bu Bin Kalıplılar Dergahı, değil mi?

İşte Kıvılcımlı Usta'mız onların Sovyetler Birliği ve Sosyalist Kamp'a, mazlum dünya halklarına ettikleri bu ihanetten ve dünyanın baş emperyalist haydut devleti ABD'nin tezlerini birebir savunduğu için bunların yapıp ettiğini "CIA Sosyalizm" olarak değerlendiriyor. Tabii çok yerinde olarak, haklı olarak.

Çünkü bunlar devrimci halk ozanımız Aşık İhsani'nin bir dizesindeki söyleyişle tam 16 yıl boyunca "Türk Yurdu üstünde kahpe düşmanın ağzıyla öt"müşlerdir.

Demek ki yoldaşlar, biz bunları CIA Sosyalizmi olarak etiketlemekle onlara ne haksızlık etmişiz ne de hakaret. Onları gerçek kimlikleriyle adlandırmışız, nitelendirmişiz...

Biz, 1969'dan bu yana D. Perinçek ve PDA Avanesinin söyleyip savunduklarının hep tam karşısında olduk.

Adamda halkımızın deyişiyle her yol var. Başta türlü dersek; her yol mubah... Onun bütün derdi, kendi deyişleriyle, "Büyük Güçler Platformuna çıkmak." İşet onu başarabilmek için de duruma ve şartlara göre görüş oluşturmak yani bir kalıptan çıkıp bir kalıba girmek...

Bu adam ve avanesi için tutarlılıkmış, siyasi ahlakmış, vicdanmış, insani değerlermiş hiçbir önem taşımaz. Boş şeyler onlara göre bütün bu saydıklarımız.

E, sonuçta onlarınki de bir seçim. Ne yapabilirsiniz ki?..

Biz, onur yaşamdan önemlidir. İnsan şerefi için yaşar diyoruz. Onlarsa "Büyük Güçler Platformuna çıkmak", diyorlar. Yazık! Ne diyelim başka?.. Hep dediğimiz gibi, insanız tabii; akılla birlikte duygu varlığıyız da... Bu sebepten kızıyoruz onlara zaman zaman da, aslında acınacak yaratıklar bunlar.

İnsan olarak doğmuşlar, sonra da kendi iradeleriyle insanlıktan vazgeçmişler...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat