“Peki, hep bir ağaç gölgesi olmak zorunda mı?” diye sordu.
Bu soruyu da aynı tavırla, “Evet,” diyerek cevapladı çerçi.
“Adam ‘gölge etme başka ihsan istemem' demiş ama..!” diye üsteledi. Çerçi hemen lafa girdi; “Orada zat-ı muhterem zalimliğin, kibrin, cehaletin gölgesi düşmesin demek istemiştir, yoksa ağaç gölgesi herkesi toplar, birleştirir, korur ve güven hissi verir. Ayrıca bir gerçekliğin, bir cisminin olduğunu kanıtlar. Çünkü cismi olan her şeyin bir gölgesi vardır!”
“Peki, garbinin bir gölgesi var mı?”
“Var,” dedi çerçi, “O ağacın gölgesinde, panayır alanında göreceksin. Çevrede varsa böyle bir gölge herkes sığınır ona. Sıcağın altında kalan, sağanak yağmura yakalanan, dinlenecek yer arayan, uyuklayan, hatta çeşme de, otlar da, otağlar da, gelirken oturduğun kahve de sırtını bir gölgeye yaslamak ister.”
“Peki, hep bir ağaç gölgesi olmak zorunda mı?” diye sordu.
Bu soruyu da aynı tavırla, “Evet,” diyerek cevapladı çerçi.
“Adam ‘gölge etme başka ihsan istemem' demiş ama..!” diye üsteledi. Çerçi hemen lafa girdi; “Orada zat-ı muhterem zalimliğin, kibrin, cehaletin gölgesi düşmesin demek istemiştir, yoksa ağaç gölgesi herkesi toplar, birleştirir, korur ve güven hissi verir. Ayrıca bir gerçekliğin, bir cisminin olduğunu kanıtlar. Çünkü cismi olan her şeyin bir gölgesi vardır!”
“Peki, garbinin bir gölgesi var mı?”
“Var,” dedi çerçi, “O ağacın gölgesinde, panayır alanında göreceksin. Çevrede varsa böyle bir gölge herkes sığınır ona. Sıcağın altında kalan, sağanak yağmura yakalanan, dinlenecek yer arayan, uyuklayan, hatta çeşme de, otlar da, otağlar da, gelirken oturduğun kahve de sırtını bir gölgeye yaslamak ister.”