Sunu'dan:
“Bir çay da senden olsun“ Bu Türkiye'de F -Tipi hapishanelerde yatan politik mahpuslar için, “bizdenbize“nin açtığı dayanışma kampanyasının ismidir. “bizdenbize”, ekonomik, öğrenim veya politik sebeplerden ötürü yaşamlarını Almanya'da sürdürmek zorunda kalan ve politik geçmişe sahip bir grup arkadaşın oluşturduğu bir iletişim ağıdır.
Kampanya, 2014 yılı Haziran ayında başlatılmıştı ve her mahpus için ayda 50,- Euro olmak üzere 1 yıl sürmüştü. Yaptığımız iş, dayanışmada bulunmak isteyen kişilerle, mahpusları ilişkiye geçirmekten ibaretti. Bu bire bir ilişkinin geliştirilmesi ise her iki tarafın istek ve arzusu ile olabilirdi.
Mahpusların seçiminde aradığımız iki kıstas, politik tutuklu veya hükümlü olmaları ve ekonomik durumları idi. Her ne kadar küçük bir grup olarak yeteri kadar maddi dayanışma sağlayamadıysak ta, mektuplarla kurmuş olduğumuz arkadaşlık büyümekte ve çoğalmaktadır. Elinizdeki kitap işte bu dostluk ilişkisinin bir ürünüdür.
Mektuplarını okuyacağınız hükümlüler; haklarında, devlete ve onun anayasal düzenine karşı silahlı mücadele yürüten örgüt davalarından müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet cezaları verilmiş kişilerdir. Tutuklular da aynı suçlardan yargılanmaktadırlar. Mektuplar, 4 ü kadın olmak üzere toplam 20 mahpustan gelmektedir. Bunların 5 kişisi Almanya'nın, 17 kişisi Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki yüksek güvenlikli F-Tipi hapishanelerinde yatmaktadırlar.
Tabii bilincinde olmamız gerekir ki; mektuplar hapishane kurumunun okuma komisyonundan geçmektedir ve mahpusların yazmalarına izin verilen muhteva kısıtlıdır. Nitekim bana gönderilen bazı mektupların kimi satırları, bölümleri veya sayfaları hapishane disiplin kurulu kararıyla karalanmıştır.
Yasaklansa da her şey gizlenemiyor aslında. Çeşitli yollarla hapishanelerde olan olumsuzlukları ve bu olumsuzluklara karşı içerideki direnişleri duyabiliyoruz. Mahpus mektupları da bu yollardan birisidir. Bu kitap, okuyucuya, devrimci mahpusların, kapatıldığı yerlerin nasıl yerler olduğunu, buralarda hangi kural ve kaidelere göre yaşamak zorunda bırakıldıklarını, hangi duygu ve düşüncelere sahip olduklarını mahpusların kendi öz beyanları ile ışık tutmaya çalışmaktadır. Tabii ki devrimci mahpuslarla ilgili özel durumları anlatırken, hapishanelerdeki genel koşullara da değinilmiştir.
Mektuplardan seçtiğimiz paragraf ve bölümleri, konularına göre tasnif edip tarih sıralarına göre dizdik. Böylece okuyucu bütün mahpusların hem aynı konulardaki beyanlarını alt alta bir arada okuyabilecek, hem de süreci izleyebilecektir.
Ayrıca, mahpusların ceza ve ceza infaz usulleriyle ilgili kanun, KHK, genelge ve yönetmeliklerin ilgili önemli bölümleri dipnot olarak kitabın arkasına ilave edilmiştir.
Mektuplar, Haziran 2014 - Ağustos 2018 arası yazılmıştır. Bu süreç, gerek Türkiye ve gerekse komşusu Arap ülkelerinin içinden geçtiği savaş ortamına ve ona uygun politik olaylara tekabül etmektedir. Mektuplarda aynı zamanda bu tarihi sürecin izlerini de sürmek mümkündür.
Mektupların bir bölümünün Münih/Almanya hapishanelerinden gelmiş olması, okuyucuya, iki ayrı ülkedeki F-Tipi hapishane koşullarını karşılaştırma imkanı vermektedir.
Kitap, en başından, vitrine gelinceye kadar bütün yol boyunca, gerek içeride yatan ve gerekse dışarıda uğraşan onlarca kişinin düşünsel ve bedensel karşılıksız emeğiyle meydana gelmiştir.”
Sunu'dan:
“Bir çay da senden olsun“ Bu Türkiye'de F -Tipi hapishanelerde yatan politik mahpuslar için, “bizdenbize“nin açtığı dayanışma kampanyasının ismidir. “bizdenbize”, ekonomik, öğrenim veya politik sebeplerden ötürü yaşamlarını Almanya'da sürdürmek zorunda kalan ve politik geçmişe sahip bir grup arkadaşın oluşturduğu bir iletişim ağıdır.
Kampanya, 2014 yılı Haziran ayında başlatılmıştı ve her mahpus için ayda 50,- Euro olmak üzere 1 yıl sürmüştü. Yaptığımız iş, dayanışmada bulunmak isteyen kişilerle, mahpusları ilişkiye geçirmekten ibaretti. Bu bire bir ilişkinin geliştirilmesi ise her iki tarafın istek ve arzusu ile olabilirdi.
Mahpusların seçiminde aradığımız iki kıstas, politik tutuklu veya hükümlü olmaları ve ekonomik durumları idi. Her ne kadar küçük bir grup olarak yeteri kadar maddi dayanışma sağlayamadıysak ta, mektuplarla kurmuş olduğumuz arkadaşlık büyümekte ve çoğalmaktadır. Elinizdeki kitap işte bu dostluk ilişkisinin bir ürünüdür.
Mektuplarını okuyacağınız hükümlüler; haklarında, devlete ve onun anayasal düzenine karşı silahlı mücadele yürüten örgüt davalarından müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet cezaları verilmiş kişilerdir. Tutuklular da aynı suçlardan yargılanmaktadırlar. Mektuplar, 4 ü kadın olmak üzere toplam 20 mahpustan gelmektedir. Bunların 5 kişisi Almanya'nın, 17 kişisi Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki yüksek güvenlikli F-Tipi hapishanelerinde yatmaktadırlar.
Tabii bilincinde olmamız gerekir ki; mektuplar hapishane kurumunun okuma komisyonundan geçmektedir ve mahpusların yazmalarına izin verilen muhteva kısıtlıdır. Nitekim bana gönderilen bazı mektupların kimi satırları, bölümleri veya sayfaları hapishane disiplin kurulu kararıyla karalanmıştır.
Yasaklansa da her şey gizlenemiyor aslında. Çeşitli yollarla hapishanelerde olan olumsuzlukları ve bu olumsuzluklara karşı içerideki direnişleri duyabiliyoruz. Mahpus mektupları da bu yollardan birisidir. Bu kitap, okuyucuya, devrimci mahpusların, kapatıldığı yerlerin nasıl yerler olduğunu, buralarda hangi kural ve kaidelere göre yaşamak zorunda bırakıldıklarını, hangi duygu ve düşüncelere sahip olduklarını mahpusların kendi öz beyanları ile ışık tutmaya çalışmaktadır. Tabii ki devrimci mahpuslarla ilgili özel durumları anlatırken, hapishanelerdeki genel koşullara da değinilmiştir.
Mektuplardan seçtiğimiz paragraf ve bölümleri, konularına göre tasnif edip tarih sıralarına göre dizdik. Böylece okuyucu bütün mahpusların hem aynı konulardaki beyanlarını alt alta bir arada okuyabilecek, hem de süreci izleyebilecektir.
Ayrıca, mahpusların ceza ve ceza infaz usulleriyle ilgili kanun, KHK, genelge ve yönetmeliklerin ilgili önemli bölümleri dipnot olarak kitabın arkasına ilave edilmiştir.
Mektuplar, Haziran 2014 - Ağustos 2018 arası yazılmıştır. Bu süreç, gerek Türkiye ve gerekse komşusu Arap ülkelerinin içinden geçtiği savaş ortamına ve ona uygun politik olaylara tekabül etmektedir. Mektuplarda aynı zamanda bu tarihi sürecin izlerini de sürmek mümkündür.
Mektupların bir bölümünün Münih/Almanya hapishanelerinden gelmiş olması, okuyucuya, iki ayrı ülkedeki F-Tipi hapishane koşullarını karşılaştırma imkanı vermektedir.
Kitap, en başından, vitrine gelinceye kadar bütün yol boyunca, gerek içeride yatan ve gerekse dışarıda uğraşan onlarca kişinin düşünsel ve bedensel karşılıksız emeğiyle meydana gelmiştir.”