"Ayrılırken arkamdan seslenen insanlar, yolculuğumun su gibi akıp gitmesi için bir dua olmak üzere arkamdan su döken kadınlar oldu. Otobüslere bindiğimde çiçekler, hediyeler sunuldu. Benim kendi ailem bana bu şekilde bir sevgi ve ilgi göstermedi. Ya seninki Lady Mary? "
Yukarıdaki sözler ve elinizdeki eserde okuyacağınız daha nice samimi ifade bir-iki günlük turistik seyahatten geriye kalan geçici hatıraların bakiyesi değil. Otuz yılı aşkın süredir ülkemizi, özellikle de Anadolumuzu karış karış harmanlayan Amerikalı bir modern zaman seyyahının, Katharine Branning'in, bizlere ve ülkemize tuttuğu aynadan mektuplara dökülmüş dostane akisler…
18. yüzyılda ülkemizde yaşamış olan İngiliz sefirinin eşi Lady Montagu'nün ailesine ve dostlarına yazdığı ve o dönem Türkiye'sini resmeden yirmi beş mektubuna mukabil Branning, günümüz Türkiye'sine dair enfes gözlemlerin yer aldığı mektuplarıyla Lady Montagu'yle üç asır sonrasında hasbihal ediyor. Katherine'nin aralıklarla gidip geldiği 30 yıllık Türkiye serüveni Fransa'da derste gördüğü bir Gök Medrese slaytıyla başlıyor.
Türkiye'de darbe gibi büyük toplumsal olaylara da şahit olmakla birlikte Branning insana eğiliyor ve Türk insanının belki kendisinin bile farkında olmadığı birçok yerinde tespitte bulunuyor. Lady Montagu'ye hitaben yazılan bu keyifli mektuplar aslında Türkiye halkına hitap ediyor. Bizi bir dostun gözüyle kendimize dışarıdan bakmaya davet ediyor...
"Ayrılırken arkamdan seslenen insanlar, yolculuğumun su gibi akıp gitmesi için bir dua olmak üzere arkamdan su döken kadınlar oldu. Otobüslere bindiğimde çiçekler, hediyeler sunuldu. Benim kendi ailem bana bu şekilde bir sevgi ve ilgi göstermedi. Ya seninki Lady Mary? "
Yukarıdaki sözler ve elinizdeki eserde okuyacağınız daha nice samimi ifade bir-iki günlük turistik seyahatten geriye kalan geçici hatıraların bakiyesi değil. Otuz yılı aşkın süredir ülkemizi, özellikle de Anadolumuzu karış karış harmanlayan Amerikalı bir modern zaman seyyahının, Katharine Branning'in, bizlere ve ülkemize tuttuğu aynadan mektuplara dökülmüş dostane akisler…
18. yüzyılda ülkemizde yaşamış olan İngiliz sefirinin eşi Lady Montagu'nün ailesine ve dostlarına yazdığı ve o dönem Türkiye'sini resmeden yirmi beş mektubuna mukabil Branning, günümüz Türkiye'sine dair enfes gözlemlerin yer aldığı mektuplarıyla Lady Montagu'yle üç asır sonrasında hasbihal ediyor. Katherine'nin aralıklarla gidip geldiği 30 yıllık Türkiye serüveni Fransa'da derste gördüğü bir Gök Medrese slaytıyla başlıyor.
Türkiye'de darbe gibi büyük toplumsal olaylara da şahit olmakla birlikte Branning insana eğiliyor ve Türk insanının belki kendisinin bile farkında olmadığı birçok yerinde tespitte bulunuyor. Lady Montagu'ye hitaben yazılan bu keyifli mektuplar aslında Türkiye halkına hitap ediyor. Bizi bir dostun gözüyle kendimize dışarıdan bakmaya davet ediyor...