“Aşk; kavuşamamaktır. Acı çekmektir. Uzak kalmaktır. Ona sevdiğini söyleyememektir. Onun için Mecnun ile Leyla, Kerem ile Aslı, Mem-ü ile Zin kavuşamamıştır. Bizim kültürümüzde aşk kavuşamamak üzerine anlatılan bir efsaneler zinciridir. Dokunamadığın, senin olmayan, senden uzakta yaşayan bir aşk, aşk olabilir mi? Yani aşk aslında bir bakıma deli olmaktır. Bir kitapta okumuştum. Deliler üzerine bir araştırma yapılmış. Beyinde bulunan dopamin adlı keyif veren hormon âşık olanlarda ve akıl hastalarında artış gösterirmiş. Aşık birinin iştahının kesilmesi, uykularının kaçması, mutluluk hormonu serotinin azalmasına bağlı imiş. Öyle yazıyordu kitapta. İşte aşık insan mutsuz oluyor ve aklını da kaybedebiliyor.”
Böyle diyor okuyacağınız satırların kahramanı Rodi, nam-ı diğer “Ro”. Kimine göre aşık, kimine göre deli “Ro”…
Onu bu kitabı yazmadan çok önce buldum, ona pek çok sokak arasında rastladım, onunla daha evvel pek çok kez tanıştım da diyebiliriz. Ama adı yoktu, görüntüsü net değildi, bir yandan sokaktaki herkesken, bir yandan da anlatılamayacak kadar kendiydi. Sonra bir gün onunla gerçekten tanıştım. Kalemle kâğıdın birlikteliğinde sözcükler bedenlendi, huyları, sevdikleri, sevmedikleri, hayatı ve hikayesiyle “Ro” capcanlı karşımdaydı. Bana da bundan sonra onunla sizin tanışmanıza aracılık etmek kalmıştı. Her tanışma kendine özgü olsa da emin olduğum tek şey; sizin onunla tanışmanız içinizdeki deli ve aşıkla da yüzleşmeniz olacak. Hazır mısınız? Başlıyoruz…
“Aşk; kavuşamamaktır. Acı çekmektir. Uzak kalmaktır. Ona sevdiğini söyleyememektir. Onun için Mecnun ile Leyla, Kerem ile Aslı, Mem-ü ile Zin kavuşamamıştır. Bizim kültürümüzde aşk kavuşamamak üzerine anlatılan bir efsaneler zinciridir. Dokunamadığın, senin olmayan, senden uzakta yaşayan bir aşk, aşk olabilir mi? Yani aşk aslında bir bakıma deli olmaktır. Bir kitapta okumuştum. Deliler üzerine bir araştırma yapılmış. Beyinde bulunan dopamin adlı keyif veren hormon âşık olanlarda ve akıl hastalarında artış gösterirmiş. Aşık birinin iştahının kesilmesi, uykularının kaçması, mutluluk hormonu serotinin azalmasına bağlı imiş. Öyle yazıyordu kitapta. İşte aşık insan mutsuz oluyor ve aklını da kaybedebiliyor.”
Böyle diyor okuyacağınız satırların kahramanı Rodi, nam-ı diğer “Ro”. Kimine göre aşık, kimine göre deli “Ro”…
Onu bu kitabı yazmadan çok önce buldum, ona pek çok sokak arasında rastladım, onunla daha evvel pek çok kez tanıştım da diyebiliriz. Ama adı yoktu, görüntüsü net değildi, bir yandan sokaktaki herkesken, bir yandan da anlatılamayacak kadar kendiydi. Sonra bir gün onunla gerçekten tanıştım. Kalemle kâğıdın birlikteliğinde sözcükler bedenlendi, huyları, sevdikleri, sevmedikleri, hayatı ve hikayesiyle “Ro” capcanlı karşımdaydı. Bana da bundan sonra onunla sizin tanışmanıza aracılık etmek kalmıştı. Her tanışma kendine özgü olsa da emin olduğum tek şey; sizin onunla tanışmanız içinizdeki deli ve aşıkla da yüzleşmeniz olacak. Hazır mısınız? Başlıyoruz…